
Aytunç ÖNÜR
Edirne'de Zindanaltı mevkiindeki bir restoranda müdür olarak görev yapan, ancak pandemi tedbirleri nedeniyle işyerinin kapanması üzerine önüne tezgah kurarak manavlık yapmaya başlayan üç üniversite mezunu Yusuf Çelik, muhasebe-finans öğretmeni olarak 2010 yılından bu yana atanmayı bekliyor.
10 yıldır muhasebe-finans öğretmeni olarak atama bekleyen ve bu süreçte bir restoranda çalışan Yusuf Çelik, “Türkiye genelinde bizlere yaklaşık 10 kişilik kontenjanlar ayrılıyor. Bu kontenjanlarda da ortalamaya vurduğunuzda binde bir şansa bile sahip olmuyoruz” dedi. Devlet büyüklerinin bu konuya el atmaları gerektiğini ifade eden Çelik, “Din Kültürü öğretmenlerine verilen kontenjanları kendimiz için de istiyoruz ki biz de Türkiye'nin geleceğine yön verecek gençlerin gelişmesine katkı sağlayalım. Çünkü Türkiye'nin geleceği doktorlar ve bilim adamları kadar ara eleman ihtiyacından da karşılanmak zorunda” diyerek şunları söyledi:
“ATAMA SAYILARI TRAJİKOMİK”
Pamukkale Üniversitesi Dış Ticaret, Anadolu Üniversitesi İşletme, Trakya Üniversitesi'nde pedagojik formasyonumu tamamlayıp muhasebe-finans öğretmeni olarak 2010 yılından beridir atanmayı bekliyorum. Maalesef Türkiye genelinde çok trajikomik atama sayıları veriliyor. Türkiye genelinde bizlere yaklaşık 10 kişilik kontenjanlar ayrılıyor. Bu kontenjanlarda da ortalamaya vurduğunuzda binde bir şansa bile sahip olmuyoruz. Giremediğimiz için de atanamıyoruz. Bu rakamlarla da atanmamız imkansız.
“DEVLET BÜYÜKLERİNİN ILIMLI YAKLAŞMLARINI BEKLİYORUZ”
Devlet büyüklerinin bu konuya el atmalarını, Türkiye'nin geleceği olan meslek elemanlarının yetişmesinde öncelik olacak biz öğretmenlere biraz daha ılımlı yaklaşmalarını bekliyoruz. Din Kültürü öğretmenlerine verilen kontenjanları kendimiz için de istiyoruz ki biz de Türkiye'nin geleceğine yön verecek gençlerin gelişmesine katkı sağlayalım. Çünkü Türkiye'nin geleceği doktorlar ve bilim adamları kadar ara eleman ihtiyacından da karşılanmak zorunda. Meslek lisesi öğrencilerine de ihtiyaç var. Günümüz şartlarına baktığımızda ciddi bir paya sahip olduğunu görüyoruz.
“BU ŞARTLARDA OKUMANIN BİR ANLAMI YOK”
Artık kafamızdaki düşünceleri Türkiye'nin geleceği için oluşturmaya çalışırken yaşadığımız bu ekonomik zorluklarda bizlerin biraz daha ön plana çıkartılmasını istiyoruz. Hizmet sektöründe çalışan özellikle benim gibi kendi işini yapmayıp da yan branşlara kayan arkadaşlarımızın görülmesini istiyoruz. Üniversite okumak önemli ama bu şartlarda okumanın da bir anlamı yok. İlerleyen süreçlerde nasıl olacak bilmiyoruz. Sıkı bir şekilde takip ediyoruz.”