
Olgay GÜLER
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, yılın ilk üç ayında asgari ücret ile açlık sınırının arasındaki farkın son yıllarda görülmemiş şekilde arttığını, asgari ücretlinin açlığa, emeklinin ölüme mahkum edildiğini söyledi.
TÜKODER Edirne Şube Başkanı Parlar, ülkede gıda ve ihtiyaç maddelerinde artarak devam eden zamlar ve hayat pa-halılığına ilişkin basın açıklaması yaptı. Parlar açıklamada, yılın ilk üç ayında asgari ücret ile açlık sınırının arasındaki farkın son yıllarda görülmemiş şekilde arttığını, asgari ücretlinin açlığa, emeklinin ölüme mahkum edildiğini söyledi. Artarak devam eden zamlar nedeniyle yaşanan krizin derinleşerek büyüdüğünü belirten Parlar, tüketicinin tüketemeden tükendiğini kaydetti.
'TÜKETİCİ, TÜKETEMEDEN TÜKENİYOR'
Yapılan fahiş zamlar karşı-sında tüketicilerin geçinemez olduğunu, tükendiğini belirten Şube Başkanı Parlar şunları söyledi:
"Evrensel haklarımızdan olan temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk. Yılın ilk üç ayında asgari ücret ile açlık sınırı arasında fark son yıllarda görülmemiş bir şekilde artmıştır. Asgari ücretli açlığa, emekli ölüme mahkum edilmiştir. Tüketici kiraları, faturaları ödeyemez, sağlıklı gıdaya ulaşamaz, pazara çıkamaz olmuştur. Marketlerden gramla alış veriş yapmaya başlamıştır. Ulaşıma gelen zamlar ise vatandaşı evde hapis olma durumuna getirmiştir. Kısacası; mutfak yanıyor, vatandaş tükeniyor, aç ve yoksul sayısı her gün yükseliyor tüketici tüketemeden tükeniyor.
'KRİZ DERİNLEŞEREK BÜYÜMEYE
DEVAM EDİYOR'
Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın %30'u açlık sınırının altında, %60'ı yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir. Tüketiciler aleyhine olan ekonomik politikalar ve ekonomik kriz devam ettikçe açlık ve yoksulluk da artmaya devam etmektedir. Özelleştirmeler, tüketime dayalı ekonomi politikaları, yanlış enerji politikaları, plansızlık, liyakatsizlik, olmayan tarım politikaları sonucu bu noktaya gelinmiştir. Yılbaşından bu güne söylüyoruz; elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan zamlar tüm temel ihtiyaçlarımıza zam olarak yansımaktadır. Raflarda gıda etiketleri günlük değişmeye başlamıştır. Devlet fiyatını kendi belirlediği, elektrik, doğalgaz, akaryakıta sürekli zam yapıyor, bu zamların raf fiyatlarına yansıdığını bildiği halde sorumluyu başka yerlerde arıyor. Artarak devam eden zamlar nedeniyle yaşanan kriz derinleşerek büyümeye devam etmektedir.
'KENDİ KENDİNE YETEN BİR ÜLKE OLMAK İSTİYORUZ'
Hatalı tarım politikaları ve çiftçinin tarladan uzaklaştırılması, verimli arazilerin betonlaştırmaya yönelik projeler nedeniyle ülkemiz kıtlık tehlikesi ile karşı karşıyadır. Tarımda esas kıtlığını yaşadığımız akıl ve sürdürülebilir tarım politikalarıdır. Kıtlığını hiç yaşamadığımız şey ise üretim gücü potansiyeli ve verimli topraklarımızdır. Kendi kendine yeten yedi ülkeden biri iken, ulus ötesi şirketlerin talebine boyun eğilmiş, uygulanan neoliberal ekonomik politikalar nedeniyle yedi ürün üreten ülke haline geldik. Artık üreten kendi kendine yeten bir ülke olmak istiyoruz. Ülkenin gıda egemenliğinin ulus ötesi şirketlere teslim edilmesine izin vermeyeceğiz. Sürekli yükselen enflasyona, yapılan zamlara dünyada yaşanan savaş ve ekonomik krizler bahane gösterilemez. Dünyadaki yükselişler ile Türkiye'deki yükselişler arasında dağlar kadar fark vardır. Dünyada yaşanan krizlerden ülkenin etkilenmemesi için önlemini alacak doğru politikalar üretecek olan devlettir."
'BİZİ YÖNETENLERE
TALEP EDİYORUZ'
Kamunun görevinin halkın yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu ifade eden Parlar, taleplerini de sıraladı. Parlar şöyle devam etti:
"Vatandaşın gündeminden açlık ve yoksulluk sorunu çıkarılmalıdır. Zamlara bir son verilsin, yapılan zamlar geri alınmalıdır. Elektrik temel ihtiyaçtır, kamu hizmeti olarak verilmesi sağlanmalıdır, açlıkla yoksullukla yaşam mücadelesi verenler için ücret ve maaşlar güncellenmeli, insanca yaşam sınırı olan yoksulluk sınırı seviyesine getirilmelidir. Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş emeklilerimizi bir kenara atıp ölüme terk edilmemelidir, bayram ikramiyeleri ve maaşları güncellenmeli insanca yaşayabilecekleri bir maaş uyarlaması yapılmalıdır. Tarım arazilerine göz dikilerek ranta kurban edilmemelidir. Küresel şirketler ve doların yeşili değil, halk düşünülmeli, onların çıkarlarına göre değil halkın çıkarlarına göre politika oluşturulmalıdır. Çiftçilere indirimli akaryakıt, gübre ve tohum desteği sağlanmalıdır. Ulaşımda ücretler aşağıya çekilmelidir, bunun için; ulaşım hizmetlerinde kullanılan akaryakıtlarda ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Köprüleri, otoyolları, havaalanlarını işleten şirketleri hibe para yardımı etmek yerine halka para yardımı edilmelidir. Açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldıracak ekonomik ve sosyal politikalar ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Tek asgari ücretli çalışan ailelere kira yardımı yapılmalıdır.
'TALEPLERİMİZİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Tüm tüketiciler adına ülke yönetimine çağrıda bulunuyoruz. Zamlara, yoksulluğa, açlığa ve hak ihlallerine karşı çözüm önerilerimizin dikkate alınarak gereğinin gerçekleştirilmesini diliyor ve bekliyoruz. Tükoder olarak örgütlü gücümüz ve tüketiciler ile birlikte mücadelemize devam edecek, taleplerimizin takipçisi olacağız.”