Gemi seyahatiyle Türkiye'ye ulaşan, aralarında Amerikalı, İngiliz ve Kanadalıların bulunduğu 12 kişilik grup, Osmanlı'dan kalma tarihi lezzetleri tatmak için Edirne'ye geldi...
Bademezmesi, bademli kurabiye, helva ve peynir gibi doğal ürünlerle yapılan lezzetleri tadan grup, ilk kez tattıkları Edirne mutfağına özel yemeklere ise hayran kaldı...
Haberin Yayın Tarihi: 29-08-2022 07:42
Olgay GÜLER
Gemi seyahatiyle Türkiye'ye ulaşan, aralarında Amerikalı, İngiliz ve Kanadalıların bulunduğu 12 kişilik grup, Osmanlı'dan kalma tarihi lezzetleri tatmak için Edirne'ye geldi.
Gemi seyahatiyle Türkiye'ye ulaşan, aralarında Amerikalı, İngiliz ve Kanadalıların bulunduğu 12 kişilik grup, Osmanlı'dan kalma tarihi lezzetleri tatmak için Edir-ne'ye geldi. Lezzet yolculuğu yapmak üzere Türkiye'ye gelen kafile ilk olarak İstanbul'a uğradı. Buradan, turla Edirne'ye gelen turistler ilk olarak şehir merke-zindeki iş yerlerinde bademezmesi, helva, kavala kurabiyesi gibi tatlıların tadına baktı. Kafileye daha sonra kentte bir restoranda Edirne saray mutfağından günümüze gelen yemekler sunuldu. Misafirlere, Edirne mutfağından Edirne peynirleri tabağı ve ekşimikli biber, safarad mutfağından koruklu zeytinyağlı bamya, yaprak sarması, imam bayıldı, ballı gemici böreği, tava ciğer, domatesli pirinç pilavı, sebzeli kuzu kâğıt kebabı ve aşure ikram edildi.
'BU KADİM KÜLTÜR ONLARI ÇOK ETKİLİYOR'
Kokartlı rehber Ayşem Erginoğlu, kafilenin ziyaret amacının hem Osmanlı mutfağını hem de Türk yemek kültürünü tanımak olduğunu kaydetti. Erginoğlu, "Aslında buraya geliş sebepleri ağırlıklı olarak eski Osmanlı mutfağı ve yemek kültürü. Hem bu kültürü tanımak hem de İstanbul ve Edirne'nin tarihi bölgelerini gezmek. Çok hoşlarına gidiyor Edirne. Hem Kanada hem de Amerika'da aslında tarih diye tanıttıkları şey en çok 300 yıllık, o nedenle burasının kadim kültürü onları müthiş etkiliyor. Artı bu kültürün geldiği yerler ve birleştiği noktalar da başka merak konusu oluyor" diye konuştu.
'İMAM BAYILDI İSMİNE ÇOK ŞAŞIRIYORLAR'
Türk yemeklerinin isimlerinin de ziyaretçilere ilginç geldiğini ve ilgi çektiğini belirten Erginoğlu, "Mesela onlara Türk yemeklerini tanıtırken çok şaşırabiliyorlar. imam bayıldıyı çevirince, 'neden bayılmış?' sorusunu soruyorlar. Ben de 'tadı çok hoşuna gitmiş' diye anlatmaya çalışıyorum. Aslında bizim saray mutfağından bir yemeğimiz daha var, 'Hünkar Beğendi'. O da buna benzer. Bunun gibi bizdeki yemek isimlerinin de bu anlamda enteresan olduğundan bahsediyoruz ve onların da çok ilgisini çekiyor" ifadelerini kullandı.
'GASTONOMİ ŞEHRİ OLMAMAMIZ İÇİN HİÇBİR NEDEN YOK'
Yaklaşık 30 yıldır Edirne mutfak kültürünü ve yemeklerini araştıran Müşerref Gizerler de, amaçlarının Edirne'nin gastronomi şehri haline gelmesine katkı sağlamak olduğunu belirtti. Osmanlı Saray Mutfağı'nın başlangıç noktasının Edirne olduğunu kaydeden Gizerler, "Edirne mutfağı çok kültürlü ve rafine bir mutfak. Türk mutfağının Orta Asya ve Anadolu eksenindeki etkileşimleriyle zenginleşmesinden sonra 14. yüzyılda Edirne'nin fethiyle Rumeli'ye geçişi var. Rumeli'ye geçince Rumeli ve Balkan gelenekleriyle tanışan bir mutfak kültürü. Dolayısıyla bu zenginlik bir etap daha artmış ve senteze dönüşmüş. Osmanlı Saray Mutfağı, İstanbul Saray Mutfağı ile anılır ama başlangıcı Edirne'dir. Bu zenginlik de bölgedeki farklı kültürlerin de mutfağa katkısıyla olmuştur. Dolayısıyla Edirne'nin gastronomi şehri olmaması için hiçbir neden yok, bu nedenle çok organize olmalıyız. Yemeklerimizin restoranlarda daha çok yer alması, özel lezzetleri ve tatlılarıyla yer alıp dünyaya tanıtım noktasına gelmeliyiz. Epey de bir yol aldığımızı düşünüyorum" dedi.