Nurşen GÜL ÖZ
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Edirneli Prof. Dr. Hüseyin Bağcı'nın oğlu, korno sanatçısı Atay Bağcı müzik kariyerinde hızla yükseliyor. 30 yaşındaki Atay Bağcı, 16 Nisan 2023 Pazar akşam Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası'nı yöneterek önemli bir konsere imza attı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın da sözleşmeli sanatçısı olan Atay'ın hedefleri arasında  korno eğitmenliği ve şeflik yolculuğuna devam etmek, tarihsel çalgılarla icra pratiğin sürdürerek, konservatuar öğrencilerini bu çalgılarla tanıştırmak, bir “eski müzik enstitüsü” kurmak yer alıyor. Atay Bağcı, “Çağdaş müzik alanında genç bestecilerle çalışmak, yeni eserler kay-detmek, kaliteli çağdaş müziği Türkiye'de yaymak, iyi müzik yapmak istiyorum!” diyor.  
Almanya nın  'Zeki Öğ-rencileri Destekleme Bursu' ile tüm üniversite eğitimini Bonn Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde doktora derecesi tamamlayan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı'nın oğlu Atay da lisans ve yüksek lisansını yurt dışında Avusturya'nın Graz kentinde tamamladı. Baba Bağcı, Uluslararası Stratejik Araştırma Enstitüsü (IISS), Avrupa Strateji Grubu (ESG) ve NATO Derneği gibi pek çok uluslararası organizasyon üyeliği ile Dış Politika Enstitüsü Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüp 65 ülkede yüzlerce konferansa katılırken, oğul Atay Bağcı da dünyanın çeşitli ülkelerinde önemli orkestralarla müzik yapıyor.
MÜZİK YETENEĞİNİ ANNESİ KEŞFETTİ 
Ankara'da 1992 yılında doğan Atay Bağcı'nın yeteneğini erken keşfeden annesi sayesinde müzik yolculuğu da 10 yaşında başlamış. 2002 yılında Bilkent Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu'na kabul edilen genç yetenek, Korno Ana Sanat dalında Mahir Çakar ile çalışmaya başlamış. 2010 yılında Bilkent Müzik Hazırlık Lisesi'nden ikincilikle mezun olana dek Cem Akçora, Sertan Sancar ve Güloya Altay'dan dersler almış. Aynı yıl Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi'ne kabul edilen Bağcı, Güloya Altay ile çalışmalarını sürdürüyor.
2012'de Graz Sanat Üniversitesi'ni (KUG) kazanan Atay'a Avrupa'nın müzik kapıları da böylece aralanmış. Aynı üniversitede lisans ve yüksek lisans yapan Atay, 2019 yılında yüksek lisans diplomasını almış. Dünyanın önde gelen korno sanatçıları ile çalışma imkanı bulan genç, Viyana Jeunesse, Hollanda Ulusal Gençlik, Akdeniz Gençlik, Türk-Yu-nan Gençlik, Bilkent Gençlik Senfoni ve kurucularından ol-duğu Ankara Genç-lik Senfoni Orkest-rası ile konserler vermiş. 
Graz Sanat Üniversitesi'nde geçirdiği sürede, 'tarihsel enstrümanlarla performans' akımına ilgisi ve yeteneği, ona Concentus Musicus Wien orkestrasında misafir sanatçı olma ve müzik grupları ile konserler verip CD'ler kaydetme fırsatı vermiş. Başta Graz Filarmoni Orkestrası olmak üzere değişik profesyonel orkestralar ve topluluklarda misafir sanatçı olarak görev yapan ve müzikal yeteneğini kanıtlayan Atay Bağcı, halihazırda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda sözleşmeli sanatçı pozisyonunda.  Gelecek hedeflerini ve müzik geçmişini şu sözlerle aktarıyor.
YETENEĞİMİ VE MÜZİK SEVGİMİ ANNEM FARKETTİ
“Müziğe olan yakınlığım ve sevgimi erken yaşımda fark eden annem, beni ilkokulda piyano kursuna göndermeye başladı. Ben de müziğe piyano çalarak başladım. İlkokuldaki hem piyano hem müzik dersi öğretmenlerim, yeteneğimin olduğunu söylüyorlardı. Benim için en iyisini araştıran annem Bilkent'teki Müzik Hazırlık İlkokulu'nun sınavlarına girmemi önerdi. 2002'de Bilkent'in sınavına  piyano ile girdim ve kazandım. 
İlk defa Mahir Çakar hocamın sınıfına geldiğimde tanıştım kornoyla. Mahir Çakar benim ilk yılımın sonunda Bilkent'ten ayrılınca Bilkent'teki ilk 4 yılım boyunca 4 farklı öğretmenlee çalıştım ve çalış tekniğimi de bu düzensizlik sonucunda birkaç defa değiştirmek zorunda kaldım. Dördüncü öğretmenim Sertan Sancar ile 3 yıl boyunca kesintisiz çalıştım ve kornoyu ciddiye almam da büyük ölçüde Sertan Hoca sayesinde oldu. Sertan Hoca ayrılınca önce Güloya Altay, sonra Utku Ünal ile çalıştım.
Liseyi Bilkent'te bitirip üniversiteyi kazandım; 2 yıl Bilkent Üniversitesi'nde öğrenimi gördükten sonra, Avusturya'da sınavını kazandığım Graz Sanat Üniversitesi'ne (Kunstuniversität Graz, KUG) geçiş yaptım. Öğretmenim, yıllarca Viyana Senfoni Orkestrası, Concentus Musicus Wien ve Deutsches Symphonie-Orchester Berlin'de solo kornocu olarak çalışmış Avustralyalı pedagog Hector McDonald idi. Hocamın isteği üzerine çalış tekniğimi tamamen değiştirdim ve iki yıllık yeni tekniğe alışma sürecinden sonra hem fiziken hem de ruhen rahatladım diyebilirim.
 “KORNO EĞİTİMİNE BABASI İLE BAŞLAYIP YÜKSEK LİSANSI OĞLU İLE BİTİRDİM”
Lisans diplomamı Graz'da aldıktan sonra Yüksek Lisans için yine aynı üniversitede çalışmalara başladım. Bu sırada değerli hocam Hector McDonald rahatsızlandı ve üniversite yönetimi onun yerine, benim ilk korno hocam olan Mahir Çakar'ın oğlu, Deutsches Symphonie-Orchester Berlin'de görev yapan Ozan Çakar'ı seçti. Böylece ben korno eğitimime baba ile başlayıp Yüksek Lisansı oğul ile bitirmiş oldum.
Öğrenciliğim döneminde birçok hem Türkiye'de hem de yurtdışında gençlik orkestralarına katıldım. Bunlardan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Akdeniz Gençlik Orkestrası, Hollanda Gençlik Orkestrası ve kurucu kadrosunda yer aldığım, Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası benim müzik anlayışımı, müzisyenlere yaklaşımımı derinden etkiledi.KUG'daki öğrenciliğim sırasında opera tecrübesi de edindim. Ve bu tecrübe benim hem tekrar Concentus Musicus ile opera temsilleri yapmama, hem de daha sonra Graz Devlet Operası'nda misafir sanatçı olarak temsillere çıkmama vesile oldu.
Hiç resmi olarak şeflik eğitimi almadım. Bilkent'teyken okulun gençlik orkestrasının şefi Orhun Orhon, beni nefesli çalgılar grup sorumlusu yapmıştı; Aynı görevi Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası'nda da sürdürdüm. Graz'da bir dönem “Orkestracılar için Şeflik” adlı bir seçmeli ders aldım. Şef Daniel Geiss, bana asistanlığını yapmamı teklif etti. 2019'dan beri 4 farklı orkestra projesinde onun yardımcı şefi olarak görev aldım. Gelecekte de sürdüreceğim gibi görünüyor.
“HAYALİM İYİ MÜZİK YAPMAK, ESKİ MÜZİK ENSTİTÜSÜ KURMAK”
Halen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın sözleşmeli sanatçısıyım. Çocukluktan beri eğitimini aldığım, hayalini kurduğum işimi yapabildiğim için mutluyum. İleriye doğru korno eğitmenliği yapmak ve şeflik yolculuğuma devam etmek, tarihsel çalgılarla icra pratiğinin Türkiye'deki temsilcilerinden biri olmak, konservatuar öğrencilerini tarihsel çalgılarla tanıştırmak, bir “eski müzik enstitüsü” kurmak uzun vadeli hayallerim arasında. Çağdaş müzik alanında genç bestecilerle çalışmak, yeni eserler kaydetmek, kaliteli çağdaş müziği Türkiye'de yaymak, iyi müzik yapmak istiyorum!”