
Gündemimiz seçim ve seçim sonuçlarını belirleyen halkın oyları. Denklem çok basit aslında ama anlayana. Ülkeyi yönetmek için seçimi kazanmalı, seçimi kazanmak için daha çok oy almalı, daha çok oy almak için halkın istediği yönde halkın gönlüne girmeli.
Kendi yaşadığımız ili, ilçeyi, çevreyi örnek alalım, halkın beklentilerini kimler daha çok karşılama meylinde. Halkın beklentileri neler, öncelik burada. Günümüzde insanoğlu biraz daha kazanmak yaşam kalitesini arttırmak peşinde, yaşam kalitesi de parayla artıyor yani gelirini çoğaltması lazım, gelirini çoğaltması için katma değeri yüksek ürünler üretmeli. Buna uygun bir yazı olsun istiyorum.
Bu hafta Dünya Arı Günü'nü kutladık. Malum bitkiler ve dünyanın bütün canlıları için yaşamsal öneme sahip bu minik canlıların kitlesel bir yok oluşun eşiğinde olduğunu hatırlayalım. Ülkemiz arı florası için müthiş bir cennet. Başka ülkelerde olmayan biyoçeşitliliğe sahibiz. Ortalama 13 kg bal üretiyoruz. Kovan sayısı bakımından Çin'den sonra ikinci sıradayız. Çin'in kovan başına üretimi 50 kg. Onları geçme imkanımız yok ve geçmemiz de gerekmiyor. Bunun yerine daha nitelikli daha katma değeri yüksek ürün elde edebiliriz. Balda kaliteyi belirleyen: sadece bu gıdada bulunan prolin denilen bir amino asit. Laboratuvar bir balın sahte olup olmadığını prolin miktarına bakarak anlıyor, Bakanlık 300 prolinin altında ki balları sahte kabul ediyor.
Bu açıklamadan sonra konumuza dönersek, ilçemiz için gerçekçi bir proje yapıldı. Toprakları verimsiz ve yüzde yetmişi orman olan Lalapaşa'da arıcılığın öne çıkarılıp desteklenmesi planlandı, daha kaliteli bal için aromatik bitkiler ekildi. Lavanta tarlaları oluşturuldu ve bunda da başarı sağlandı.
Buraya kadar herşey güzel, lakin bundan sonrası acıklı!
Aynı şeyler Süloğlu ilçesi için de yapıldı. Orada arıların ve arıcıların konaklayacağı barınaklar yapıldı.
İş Lalapaşa'ya gelince orada proje engelleniyor, ekilen lavantalara gerekli bakımlar yapılmadı, otların boyu lavantaları geçti, ıhlamurlar kurudu. Lalapaşa'yı en yoksul ilçe sınıfında tutmakta mahir yerel yönetim. Bakanlığa verilen Edirne'de arıcılığa hibe ve destek projesini durdurdu. Arıcıların konaklayacağı yerler yapılmadı, lavantaların bakımı dilekçe verip müracaat edenlere değil zorla köylüye verildi. Köylüde bakımını kahvehanede yaptı.
Dilekçelerimiz üzerine valilik yerlerin bakımını yaptırıyor lakin işin doğrusu buralardan halkın nemalanıp yararlanmasıdır, devlet yapar ve ehline devreder. Devletin parası sırf kapris yüzünden yıllarca harcanmaz.
Sonuca gelecek olursak Lalapaşa'daki bu durum yüzde altmış iki oy oranıyla Trakya'daki en yüksek oy oranına sahip olduğu Lalapaşa'da iktidarı yıprattı ve oran % 34'e düştü. Ama muhalefet dünyadan bi haber. Bu konunun üzerine bile gitmedi, işlemedi bile. Onlar hala mazot pahalı, gübre fiyatları uçuk gibi cümleleri kuruyor. Klasik tavırları bırakıp biz şu işleri yapacağız, yoksulluğu yeneceğiz, iş çevreleriyle üreticiyi bir araya getirip malımızı en kaliteli yerlere pazarlayacağız diyemiyor ve rüyaya yatıp açık ara öndeyiz diye cümleler kuruyor.
İşin sırrı burada. Edirne'de iktidar mensuplarının gözle görülür hiçbir başarıları yok. AKP döneminde hiç rastlanmayan işler, bizde 20 yıldır bitmeyen Kırklareli yolu ve Enez yolunun Türkiye'de örneği yok. AKP döneminde yirmi yıl süren bir iş yok, adam dünyanın en büyük köprülerinden biri Çanakkale köprüsünü verilen süreden bir yıl önce bitiriyor bizim Edirne yirmi yılda bir yolu bitiremiyor. Özel İdaremiz de 194 milyon parayı arttırdık diye övünüyor. İl Özel İdaresi'nde çoğunluk muhalefette muhalefet proje üretmiyor, koskoca şehirde yapılacak iş yokmuş gibi parayı harcamadan geri vermekle övünüyor. Alem 194 milyonu harcar bir de üstüne borçlanır.
Vah ki ne vah! Ana muhalefete bir bakın, yalnız girse bu kadar oy zaten alacak, Erdoğan'ın eski adamlarını meclise taşımakla iktidar olacağını zannediyor. İşe yarasalar zaten adam göndermez, halk arayış içinde ama gidebileceği yer var mı, ona bakmalı.