
Edirne Valiliği’nin ciddi anlamda bir yayın seferberliği başlattığını görüyoruz. Bugüne kadar göz ardı edilen pek çok yayın, ya yeniden basılıyor ya da orijinal çalışmalar basılıyor. Kent halkı bundan ne kadar haberdar bilemiyorum, ama ben kişisel gayretlerimle birkaç tanesini edinebildim.
Dilerim ki bu kitaplar, mutlaka il merkezi ve ilçelerindeki bütün okulların kütüphanelerine, üniversite merkez ve bütün seminer kütüphanelerine, kurumların bünyelerinde oluşturacakları kitaplıklara girer.
Valiliğin farklı dizler halinde onlarca kitap ve dergi çıkartması bu kent için son derece önemli ve anlamlıdır. Emeği geçen herkese bu kentte yaşayanlar adına teşekkür etmeyi borç biliyorum. Bilginin kâğıda geçmesi, yani ölümsüzleşmesi ve meraklı herkesle paylaşılması takdir edilecek faaliyetlerdir. Bazı kimseler kağıt veya mizanpaj kalitesinden memnun olmayabilirler, ama kanımca önemli olan içeriktir. Bu kentte birileri kendi bildiği oranda bir şeyler yaptığında mutlaka diğerleri tarafından eleştirilir. Bunu artık kanıksamaya başladım. Elbette ki her eylemin bir eleştirilecek tarafı vardır. Ancak genele bakmak öyle yargılamak gerekir.
Yayın çalışmalarının mutlaka Edirne Belediyesi tarafından da daha büyük bir heyecanla yapılması gerektiğine inanıyorum. Hatta daha akademik bir dil ve yaklaşımla, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü tarafından da yapılması gerekli olduğuna inanıyorum. Trakya Üniversitesi’nin Edirne ile ilgili her türlü kültürel, sanatsal ve bilimsel çalışmaları desteklenmesi gerekir. Çünkü valilik, belediye başkanlığı veya rektörlük gibi makamların geçici olduğunu, hafızlarda yer alan kalıcı uygulamaların özellikle kültürel işlere verilen destek olduğunu herhalde herkes kabul eder. Bunu da sanırım en iyi biz akademisyenler bilir ve hisseder. Bu tür yayınlarda etkinliklerde elbette ki eksikler hatalar olacaktır. Ancak bilimsel anlamda kalıcı olanları mutlaka ‘zaman’ ayıklayacaktır.
Bu arada yeri gelmişken çuvaldızı önce kendimize batırmakta fayda var. Örneğin 1949 yılında ilk baskısı yapılan İstanbul Üniversitesi’ndeki rahmetli hocamız Prof. Dr. Oktay Aslanapa’nın Edirne’de Osmanlı Devri Abideleri adlı eserinin Edirne Valiliği tarafından yeniden baskısı yapılmak zorunda kalınıyorsa, yayın kurulunu İstanbul’dan seçmek durumunda (!) kalınıyorsa öncelikle bu kentte yaşayan emek veren bizlerin düşünmesi gerekir.
Kitaplara değer veren, dolayısıyla konuşmaktan çok okumayı seven bir toplum özlemiyle …