
Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü kendi aralarında, 06.11.2012 tarihinde, 10 maddelik bir protokol imzalamış. Altında da iki Genel Müdürlüğün, bir Başkanlığın ve de konu ile ilgili iki bakanın “OLUR” imzaları var. Protokolde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri de yetkili kılınmış. Dört sayfalık Protokole göre; mülkiyeti Spor Genel Müdürlüğü’ne ait 25 Kasım Stadyumu yıkılacak, yerine TOKİ tarafından bir bina yapılacak, stadyum ise uygun görülen bir başka yere yapılacak. Edirne halkına sormadan, Ferman Ankara’da verilmiş. Yık, yık. Yap, yap. Es kaza itiraz olduğunda veya aklı selime davet olduğunda da; zaten bunlar münafık, gelişmemizi istemiyorlar, hatta vatan haini, kökleri dışarda derler…
Yani Edirne’de yaşamayan Edirne’yi tanımayan bir takım zatı muhteremler; ihtiyacı belirlemiş, kendi aralarında bir protokol kaleme almış, kendilerine göre ticari bir anlaşma gibi ‘biz yaptık oldu’ mantığı ile hareket ediyorlar. Protokolün neresinden tutsan ‘İrin’ akıyor, iğrenç kokuyor…
Bu kentte yaşayan duyarlı insanlar bunun ilk örneğini daha öncede yaşadılar. Belki her gün önünden geçiyorlar. Kentin bütün duyarlı insanları bu yapıdan şikâyetçidir. Çünkü bu imzayı atan ve makamları işgal edenler çok değil birkaç yıl önce de Selimiye’nin siluetine ilk darbeyi vuran Alico Spor Tesisleri’ni yapanların bunların taa kendileriydi. Bugün kent yöneticilerinden UNESCO’ya kadar her aklı başında Edirneli bu yapının bu kadar yüksek yapılmasına izin verenleri ve yapanları hala lanetle anıyor. Şimdi bir başka açıdan Selimiye’nin siluetini kapatacak bir beton yığını tasarlanıyor. Belki plan aşamasında silüeti kapatmayacak ama Edirne’de yapılan her binanın bir tadilat projesinin de arkadan geçtiğini biliyoruz. Bu kentin sembolü Selimiye’nin silueti aynı makamlar tarafından protokol gereği bu kez de Batı'dan kapatılacak.
Bu da yetmiyormuş gibi kazı yapıldığında stadyumun tabanında önce Osmanlı sonra da Bizans ve Roma dönemlerine ait mezarlar çıkacak. Stadyum yapılırken Tatar Mezarlığı'nın kısmen tahrip edildiğini herkes hatırlıyor. Olası başka taşınmaz kültür miraslarıda çıkacak. Sonra ne olacak; vay efendim bir takım kişiler kentin ve ülkemizin gelişmesini engelliyor nağmeleri atılacak. Veya şark kurnazlığı yapılarak belki haber verilmeden bir akşam kepçelere temel kazıp tümü yok edilecek. Bunlar ülkede daha önce olmadı değil, hep yaşandı ve yaşatılıyor. Çünkü bu ülkede hala; ‘İki tane taş parçası’, ‘iki tane çanak çömlek’ için bizi bekletmeyin diyen yöneticilerimiz var.
Edirne’nin kurtuluşunu simgeleyen bir adla anılan “25 Kasım Stadyumu” yakında Selimiye ve dolayısıyla Edirne’nin katledişine dair bir isimle anılabilir.
Oysa Edirne’ye yakışan muhteşem bir ’’Balkan Kardeşlik Parkı’’ ile kent uluslararası arena da kuşkusuz daha çok değer kazanacaktır. Halen ihtiyaç varsa ve de mutlaka AVM yapılacaksa, yeni yerleşim yerlerinden birinde yap! Hatta yanına çok daha büyük bir spor tesisi de yap! Ama 1800 yıllık tarihi dokuya, Selimiye’nin siluetine, yüzyıllardır devam edegelen Esnaflık/Ahilik geleneğine dokunma! Yandaşlarıma üç kuruş daha fazla kazandıracağım diye bütün bu insanlık değerlerini yok etme!
Büyük kentlerden gelip gözleri dolar işaretinden başka değer taşımayanların ve masa başında birilerine peşkeş çekenlerin; bu güzel kenti kirletmelerine eminim gerçek Edirneliler izin vermeyecektir! Bu da Edirne ve bu kenti gerçekten seven insanların namus borcudur! Çünkü kanımca bir yerde doğmakla oralı olunmaz. Kentin gerçek değerlerini, doğasını, insanını koruduğun zaman, o kadim şehre ancak layık olursun!