Almanya'da annemle günlerimiz ev ve doktor muayenehaneleri arasında geçerdi yoğunlukla. Doktor için çıktığımızda mağazaları dolaşırdık. Bu sanırım evin dışında geçirdiğimiz zamanların en keyifli kısmıydı.
Annemle bir diğer anımsa 8'nci yaşımda ilkokul birinci sınıftayken haber vermeden okul çıkışında arkadaşımın doğum gününe gittiğim günle ilgili… Edirne'den geldiğimde ikinci sınıfa geçmiştim, ancak lisan bilmediğim için Almanya'da da okula birinci sınıftan başladım.

O gün birkaç sınıf arkadaşımla birlikte beni de bir arkadaşım doğum gününe çağırmış. Ben de hangi akla hizmet ederek bilmiyorum ama ona hayır diyememiştim. Eve geç kalmış olduğum için annem, bayan Tripss ve kızı Gerda ile beni aramaya çıkmış. Nasıl bilmiyorum ama beni kutlamanın tam ortasında bulmuşlardı. Ancak onları görünce yaptığım hatanın farkına varabilmiştim. Annemin o perişan hali gözümün önünden gitmez. Ona bu tür endişeleri korkuları yaşattığım için kendimi suçlu hissederim hala…
Annem evlatları ve eşiyle çok ilgiliydi. Kendini bizlere adamıştı. Çoğu zaman kendinden vazgeçmiş olduğunu düşünüyorum. Annemin önceliği bizdik. Hatta öncesi de sonrası da…
Babam oldukça sert davranırdı. İçinden çıkamadığı olayların ceremesini sinirli anlarında genelde benden çıkarırdı. Annemin en ufak bir hastalığında evi temizleyen yemek yapan hatta bulaşık ve çamaşır bile yıkayan babam bana karşı çok sertti. Annemin kırgın yüreği bu duruma da kırılır ezilir ama aramıza girmezdi. Ben yanlarından ayrıldığımda babama, “Ne yaptı bu çocuk şimdi, neden böyle yapıyorsun?” dediğini duyardım. Babamsa hatasını bilir hiç cevap vermezdi. Bunun evin küçüğü ve haylazı olduğum, özellikle de Gönül ablam tarafından şımartıldığım için olduğunu düşünüyorum.
Ben ve ablalarım annemi üzecek kayda değer olmayan ufak tefek şeyler dışında annemizi hiç üzmemeye gayret ettik. Çocukluğumdan annemle olan anılarımda sabit olan, her gece yattığımızda dualar okumamızdı. Okuduğumuz 7-8 duamız vardı. Onları ezberleyene kadar her gece aynı duaları uyumadan önce okurduk. Her banyo sonrası abdest alınır ve büyüklerin elleri öpülürdü. Annem sonrasında bana namaz vakitlerinde birlikte namaz kılmayı öğretti.
Çok iyi hatırlıyorum her banyodan sonra anneme kaç rekat namaz kılacağımızı sorardım. Genelde yatmadan önce yıkandığım için, annem, '13 rekat kılacacağız' deyince mıkırdanırdım. O da bana, “Böyle yapma. Böyle yapacaksan bırak namaz kılma” diye kızardı. Annemin kızgın ve üzgün halini görünce hem onun üzülmesine dayanamaz hem de günaha girmemek için hemen yanında namaza dururdum. Annem ne yaparsa, hangi duayı okursa aynını ben de yapardım.
Yedi yaşından itibaren namazını hiç bırakmamış birinin son bir yılını namaz kılamadan yatarak geçirmesi ne üzücü. Bunu anneme hatırlatacak davranışlarda bulunmaktan hep kaçındık. Çünkü zaten ilk zamanlarda içini çeker, ve 'namazlarım kaldı, Allah affetsin' derdi. Canım annem senin varsa eğer- günahlarını üstlenmeye hazırım. Senin bendeki hakkını değil bu şekilde hiçbir şekilde ödeyeceğimi sanmıyorum…
(SÜRECEK)