Son yazımızda (11.11.2020) bazı kaynaklardan sosyal demokrasi tanımlamaları, sosyal demokrasi üzere açıklamalar aktardık. Şimdi gelelim tartışmamıza. (Umudumuz okurlarımızın da elmek göndererek bu tartışmaya katılması.)
(1) You Tube dan bir video aldık. Tüm toplumları ilgilendiren bir kavramın en alt düzeyde görselleştirerek anlatımı. Ne denmiş?
“Sosyal demokrasinin dayandığı üç temel: Özgürlük, adalet, dayanışma.”
Özgürlük, adalet, dayanışma ama kapitalist toplum yapısını koruyarak mı? Yani kapitalistler olacak, emekçiler olacak. Özetle artı değer (kapitalistlerin, işçilerin ürettiği metadan kendine ayırdığı pay, Mehrwert.) olacak ama öyle bir yönetim oluşturulacak ki, bu yönetim toplumda özgürlüğü, adaleti, dayanışmayı sağlayacak.
Bize bu “Dinlerin cennet düşü” nü yeryüzüne indirmek gibi geliyor.
Birlikte düşünelim: Özgürlük ama yalnız kapitalistlere mi? Özgür kapitalist işçiye yalnızca üretimi sürdürmesine yetecek kadar pay verir. Bir kuruş fazla değil. Kapitalistin elinde bu optimizasyonu (kavram açıkça anlaşılmasın istenince Latince şart.) sağlayacak çok aydın var.
Özgürlük yalnız işçilere mi? Özgür işçi kapitaliste genel müdürmüş gibi maaş verir. Bir kuruş fazla değil. O da işe yaradığına inanırsa. Yoksa hiç vermez.
Özgürlük herkese mi? Bu “Savaş serbest” demek. Anarşi.
Sonuç: Açıklamasız tek başına özgürlük terimi. “Kime ve nasılını biz ayarlarız” demek.
Adalet!
Yine şu “artı değer” problemini ele alalım. Ne kadarı adil? Birileri “Hukuk, hâkim sınıfların çıkarlarının korunduğu bir sistem” de demiş...
Sonuç: Çelişkiler olduğu sürece (artı değer tümüyle kaldırılmadığı zaman temel bir çelişki) adalet kavramsal karşılığı olmayan terim.
Dayanışma!
Sorumuz: “Kimle kim arasında?” Kapitalistlerin, işçilerin, aydınların, memurların... türlü örgütlenmelerini, kendi aralarındaki dayanışmalarını görüyoruz. Tabii olumlu olsun diye “rekabet” terimiyle adlandırdığımız çelişkileriyle birlikte. Ama örneğin öğretmen örgütlenmeleri neden birçok? İşçilerinde sendikaları, federasyonları, konfederasyonları var. Yani çok kademeli dayanışma örgütlenmeleri. Ama hiçbir örgüt yöneticilerinin arasında bulundunuz mu? Kendi aralarında neleri, nasıl konuştuklarını dinleyebildiniz mi? Dayanışmalarının ne kadar kapitalistlerle ne kadar işçilerle olduğunu izleyebildiniz mi?
Dayanışma iki çocuk arasında mümkün. Arada dövüşmeler olsa da. Aile içi mümkün. Arada cinayetlerle sonuçlansa da. İki kapitalist ya da kapitalistler arasında mümkün. (Bu dayanışmaları düzenleyen yasalar, tröstler, karteller..) Ama kapitalistlerle emekçiler arasında dayanışma nasıl olabilir? Aralarında artı değer gibi çözümsüz bir çelişki varken.
Yazı sınırımıza ulaştık. Diğer kaynaklarımızı irdeleyerek sorgularımıza devam edeceğiz.
Sağlıcakla,