Ne meret şeymiş bu korona salgını bir başladı, bir yıla yakın süredir bitmek bilmiyor. Daha ne kadar devam edeceği tahmin edilemiyor, inşallah bir an önce bitse de yaşantımız normale dönse.
Tedbir olarak maske dediler taktık, mesafe dediler uyduk, yirmi saniye ellerinizi yıkayın dediler onu da yaptık ama salgın yine de devam ediyor.
Şimdide moral bozucu olay, daha güçlü salgın olacakmış. Bu seferde sokakta çift maske kullanın diyorlar, ona da uyarız. 65 yaş üstü kimseleri salgın potansiyeli olarak görüyorlar, çok yanlış bir düşünce. Diskotekleri, eğlence yerlerini, futbol maçlarını, sinemaları, tiyatroları dolduranlar hep gençler değil mi? 65 yaş üstü kimseler evden kahveye, kahveden eve hayatları böyle geçer, bu günlerde de zaten kahvehaneler de kapalı.
Kahvehaneler demişken, tam bu salgın süresi devam ederken Sy Belediyemiz kahvehaneler konusunu ele alsa kahvehanelere bir çeki düzen verse, Edirne'de hiçbir kahvehanemiz Avrupa seviyesinde değildir. Çoğu kahvehanemizde havalandırma sistemi yoktur, garsonların, ocakçıların kılık kıyafetleri hepsinin ayrı. Beyaz önlük, ceket, lastik eldiven kullanan personeli olan kaç kahvehanemiz var? Bunları hale yola sokup bu uygulamaları yapmak için korona salgını tam fırsat, Sy Belediyemizden bu hizmetleri bekliyoruz, lütfen.
Korona salgını nedeniyle şehrimizde bir çok lokantamız kapanmıştır, açık olanlarda paket servis yapmaktadır. Dışarıda yemek yiyenler için bilhassa bekarlar zor durumda. Bu hal Mart ayının başına kadar devam etmeli, oturanların arasında 1,5 metre mesafe kalacak şekilde düzenlenip tekrar hizmete açılmalıdır. Edirne'ye gelen yabancı bir kişi araba kaputu üzerinde karın doyuruyor.
Korona salgını devam ederken kahvehanelerde kapalı mekanlar değilse de, bahçeli kahvehanelerin bahçe kısımları bir masada iki kişi oturacak şekilde, ayni şekilde parklar içinde olmak üzere düzenlenmeli. Artık ilk bahara giriyoruz bütün kış kapalı kaldık açık havaya ihtiyacımız var.
Yavaş, yavaş kışa veda ediyoruz, turizm mevsimi açılıyor, bir takım turistik tesisler şimdiden hazırlıklara başladı bile. Bir taraftan korona salgını devam ederken turistik merkezlere, Edirne'de dahil bir çok insanın maskeli, maskesiz turist olarak gelip doluşması, hani perhiz, niye bu turşu suyu olmuyor mu?
Elbette Türkiye'nin turistlerin dövizlerine ihtiyacı var, bir taraftan yasaklar devam ederken, bir çok insanın turist olarak bir araya gelmesi ne kadar doğru acaba?
Bence turizm konusunda bir kere daha düşünmek yararlı olur, sonradan pişman olmamak için, gelen turistlerin salgın getirmeyeceğini kimse garanti edemez, şehirlerarası iş amaçlı geziler hariç keyfi geziler kısıtlanmalıdır.
Çok önemli bir konuda okulların 15 Şubat'ta yüz yüze eğitime acılaçak olması, böyle bir uygulama ne kadar doğru olur? Milli Eğitim kendi açısından haklıdır, uzaktan internet aracılığı ile yapılan eğitim hiçte kaliteli değildir, yüz, yüze eğitim gereklidir. Basından öğreniyoruz, ikinci bir korona salgını olacağını ve ilk salgına göre daha etkili olacağı söyleniyor. Bu ortamda okulların yüz, yüze eğitim yapması sınıflarda oturan öğrenciler arasında mesafe olsa da salgın olursa nasıl önlenecek? Neticede bir şık kalıyor, okulları bir öğretim yılı kapatmak, buda ne kadar doğru olur? Bu konuları iki kere daha düşünmek gerekir.
Bir an önce korona salgınından kurtulmak ümidi ile...