Çoktandır bir şeyler karalayamadığımın farkındayım. Önceki yazımda yaz tatilde gözlediklerimi ve uyarılarımı yazmıştım…
Sağlık çalışanı emeklisi olmam nedeniyle bazı şeyleri ister istemez görüyorum ve sessiz kalamıyorum. Son dört beş aydır işyerlerinde ve evlerimizde “Kontrollü Sosyal Hayat Kuralları” geçerli ve çoğu işyeri de kapalı.
Toplum olarak, esnaf olarak, ahali olarak şahıs olarak sıkıntı çerisindeyiz. Komşumuza, işimize gücümüze bakamıyoruz. Yaşamımız bütünüyle etkilendi. Oğlum sağlık çalışanı doktor, 3 ay sonra evine geldi görüştük ama sadece karşıdan selamlaştık. Covid belası nedeniyle tedirginliğimiz birden artı eyvallah…
***
Hafta sonları tüm gün ve hafta içi geceleri sokağa çıkma yasakları bütün toplumu olduğu gibi benimde takıntılarımı çok arttı. Bir miktar endişe bir miktar kaygı olabilir dedim. Kişinin hayatta kalması için gerekli olan kaygı ve endişedir aslında.
Şunu biliyoruz ki; Dünya Sağlık Örgütü'nün açıkladığı gibi, Virüsün herkese bulaşmadığı, bulaştığı zaman da yakalanan kişilerin ölüm oranlarının düşük olduğunu, tedavi edilebilen hasta sayısının yüksek olduğunu düşünmek ve buna göre hareket etmek” şart. Bunu aklımızın bir köşesine yazalım.
İster istemez bazen de şu sorularda aklımıza takılıyor.
Hapşıran herkesten korona şüphesi duymalı mıyım?
Ailecek evde kalanlar olarak bu dönemi nasıl geçireceğiz?
Belirsizliklerin fazla olduğu dönemlerde, artı insanların hayatındaki rutinlerin bozulduğu zamanlarda, kişilerde panik neden artıyor?

***
Bu sorular bir yana COVID-19 pandemisi veya koronavirüs pandemisi, son 3 aylık periyotta kısıtlamaların artmasıyla ölüm sayıları düşse de günlük istatistiklerinde, vaka sayıları istenilen düzeye inmemektedir. Edirne yerelde neden kırmıza büründü esas mesele bu bence…
Görebildiğim kadarıyla maske alışkanlığımız olsa da bıyık altı - burun altı takıyoruz, caddede ve sokaklarda bunu yiğitlik özgürlük sayıyoruz…
Özellikle apartmanlara dışarıdan giren kişilere dikkat!!!
Halı yıkayıcısı, her türlü sipariş - getir götür için gelen kişiler, kargo elamanları, eşya taşıyan kişiler ya da tüpçüler ne kadar kontrol ediliyor. Portör (taşıyıcı) diye bir şey var sağlıkta bunlara dikkat!!!
Toplu taşımada öncelik kontroller arasında olmalı demedi demeyin. HES kodu soralım ama bunlara da çok önemli demedi demeyin. Özellikle ifrazat ve maskelerin sağa sola atılması ayrı bir dert.
Tabi ki önlemlerinizi alalım. Maskemizi takalım. Ellerimizi yıkamaya özen gösterelim. Çeşitli sterilizasyon malzemeleri kullanalım. Önlemimizi alalım. Hayatın gerçeği. Uymayanları çekinmeden uyaralım sadece polis ya da zabıtayla bir yere kadar çözüm önemli olan tüm ahalinin bilinçlenmesi…
Sağlıcakla kalın…