Dünyamız kurulduğundan beri insanlar yaşayabilmek için şu evrelerden geçmişler; avcılık ve yiyecek toplayıcılık. Bugün bu sistem hemen hemen yoktur, tarım yani toprakla üretim halen devam etmektedir, insanlar topraktan elde edilen gıdalarla beslenmektedir, sanayi yani fabrikasyon üretim, bu sistemde devam etmekte bununla birlikte yeni bir çağa giriyoruz oda teknoloji çağı.
Teknoloji nedir? Teknik bilgidir, bu konu toprak işi gibi değildir, emekten çok insan zekasına dayanır. Bugünkü dünyamız teknoloji dünyasıdır, her gün yeni, yeni teknik buluşlar yapılmakta insan emeği gayreti, gittikçe azaltılmaktadır. Buna sebep ne, liberal ekonomi rekabet esasına dayanır, rekabette üretilen malın kalitesi, işe yararlılığı ve ne kadar ucuzsa, insanlar onu tercih eder.
Teknolojileri, daha ileri teknolojileri kullanabilmek için bu teknolojiler için eğitilmiş elemanlar gerekir. Tam otomatik bilgisayar kumandalı bir makineyi, bu konuda hiç eğitilmemiş bir eleman kullanamaz, çok iyi eğitilmiş eleman gerekir.
Teknoloji sayesinde makine veya cihaz kendi kendine iş görüyorsa da yine de insansız bir iş göremez ama bu konuda eğitilmiş insanla. Teknolojide amaç nedir, gerekli ayar yapıldıktan sonra insan emeğini mümkün olduğu kadar aza indiren makine veya cihazla iş görmek. Eğer makine üretim makinesi ise üretimi en ucuza maletmek.
İnsan emeği en aza indirilirse insanların boş zamanları çok olur buda işsizliğe neden olmaz mı?
Bir yerde doğru bir düşünce gibi gelse de o zaman çalışma saatleri azaltılır, insanların boş zamanları daha çok olur, insan daha fazla okur, sanatla, sporla daha fazla uğraşır, çocuklarına ailesine daha fazla zaman ayırır. Zaten insanın yaşadığı müddetçe amacı ruhen ve vücuden gelişmektir, ruhen gelişmek kültür, sanatla, vücuden gelişmek sporla olur.
Bizim çocukluğumuzda, kırklı yıllarda oyuncaklar tahtadandı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tenekeden oldu, altmışlı yıllardan sonra plastikten yapıldı, şimdi oyuncaklar elektronik. Bugünün çocukları çok şanslı. Kırklı yıllarda radyolar portakal sandığı büyüklüğündeydi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra transitör denilen bir cihaz icat edildi, bu cihaz sayesinde radyolar cebe sığar oldu, teknoloji sayesinde.
Bugün teknolojinin olmadığı yer yok. Koskoca Boeing uçağı havalanıyor, belirli yüksekliğe çıktıktan ve rotaya girdikten sonra pilot uçağı otomatik pilota bağlıyor, zorunluluk olmadıkça müdahale etmiyor, uçak gideceğe yere kadar hiç müdahalesiz ulaşıyor. Hatta iniş kalkışlarda otomatik pilotla da olabiliyor, işte bir teknoloji uygulaması. Türkiye yapısı sürücüsüz tramvay var, tramvay belirli duraklarda duruyor, yolcusunu indiriyor bindiriyor ve hareket ediyor, teknoloji harikası.
Şimdide şoförsüz otomobiller üzerinde çalışılıyor, sen programlıyorsun, otomobil seni istediğin yere götürebilecek. Daha neler neler, insansız uçaklar, askeri silahlar, her yöne her an iletişim kurulabilen bilgisayarlar, dahası insan yerine iş gören robotlar.
Teknoloji denilen konu insanları mümkün olduğu kadar devre dışı bırakıyor, her konu teknolojiye bağlı, teknoloji ne kadar yüksek olursa medeniyette o kadar yüksek, güçlü oluyor. Bunlar hep müspet bilimlerin uygulaması ile oluyor, buna medeniyet deniyor, ülke teknolojide ne kadar ilerdeyse medeniyette de o kadar ileri kabul ediliyor.
Gelecekte ülkeler arasındaki çatışma teknoloji gücü ile olacak, buna da, Samuel P HUNTİNGTON un dediği gibi medeniyetler çatışması denilecek, bunu yaratanda yaşadığımız TEKNOLOJİ DÜNYASI olacak...