Sistemik yapı bir kez oluştuktan sonra birimlerin eyleme biçimleri kısıtlanır ve eşitlenir. Bu mealen söylediğim cümle Kenneth N. Waltz’un Türkçeye Uluslararası Politika Teorisi olarak çevrilen Theory of International Politics adlı kitabından… Bu ifade şurada duruversin…
Yıllar önce Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarları Suriye’de çatıştığı dönemde bir uluslararası hukukçu meslektaşıma Türkiye Cumhuriyeti’nin üstü örtülü bir şekilde uluslararası hukuku çiğnediğini ifade ediyorsunuz aynı şeyi Rusya Federasyonu ve İran İslam Cumhuriyeti için de söyleyebilir misiniz dediğimde edep yahu demişti.
Öyle ya bazı insanları, size “inançlarınız” haricinde sorular sorduğunda edepsizlikle suçlayabilirsiniz. Edebim meselesine hiç girmeyeceğim bile ama inanın; uluslararası politika açısından gücü yettiği takdirde uluslararası hukuk söylemini hiçbir devlet dikkate almaz.
Bunun en güzel örneğini Rusya’nın Libya politikası örneğinde gördük. Suriye’de “meşru” hükümeti destekliyor diye uluslararası hukuk alanında adeta idealizm efsanesi haline dönüştürülmeye çalışılan Rusya Federasyonu, Libya’ya paralı askerlerini yığdı ve meşru hükümetin karşısındaki güçleri destekledi. Zira Rusya Federasyonu’nun politik çıkarları bunu gerektiriyordu ve uluslararası hukuk bu anlamda sadece söylemden ibaret kalmıştı. Rusya Federasyonu güzelleyiciler bu durumu görmek istemedi tabii…
Şimdi ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi süreciyle yeni bir güç politikası tanzimi hasıl oldu bölgede. Bölgenin en önemli gücü de Rusya… Burada da benzeri bir durum yaşandı… Türkiye Cumhuriyeti’ni Suriye’ye yaptığı operasyonlarda yasa dışı grupları, hatta daha da ileri giderek teröristleri desteklemekle suçlayan Rusya Federasyonu güzelleyiciler, Lavrov’u Taliban temsilcilerini Moskova’da kabul ettiği görüntüleri görmezden geliyorlar. E ama niyee? Taliban meşru hükümet mi? Yoksa Taliban seçimlere girdi de kazandı mı? Neyse bana bir tane daha edep yahu gelmeden siz beni üç evetle uğurlayın…
Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları…