Çocuklarımız ne hayaller kurdu? Heyecandan uyuyamayanlar, stresten karnı ağrıyanlar oldu. Okul binasını, sınıfı, öğretmeni ilk defa gören birinci ve ikinci sınıflar olduğu gibi son sınıfa nasıl geldiğini anlayamayanlar da vardı.
Salgın nedeniyle kapalı kalan okullar yüz yüze eğitim için uzun bir aradan sonra açıldı. Bu arada, UNİCEF verilerine göre salgın nedeniyle okullarını kapatan ülkeler sıralamasında Meksika'dan sonra ikinci olduk!
Her bir çocuğun sağlığından daha kıymetli bir şey yoktur, bunu hepimiz söyleriz ve bunu hayata geçirecek olan iktidar ve kamu görevlileridir.
Bakanlık, mazereti dolayısıyla yüz yüze eğitime katılamayan öğrenciler için TRT EBA TV ve EBA platformu aracılığıyla eğitimin devam edeceğini de kaydetti. Bu durumda mazeret bulacak epey veli olabilir. Aşı karşıtlığı kampanyası yapan tarikatları da göz önünde bulundurursak Bakanlık bunu çok özel durumda olan öğrencilerle sınırlı tutmalı. Geçmişte okula devam etmemeyi demokrasi kıstası sayan bakanlar gördük.
Güven veren bir sistemde öğrenciler de, veliler de yüz yüze eğitimi istemektedir. Tüm dileğimiz de bu. Ancak aşılamada verilen kararlar, aşı teşviki, gerekliliği veya mevzuatla zorlamalarda hükümet kesin kararlar alamıyor. Örneğin tüm öğrencilerin aşılanabilmesi için gerekli aşı kararını temmuz ayı içinde verebilseydi ve aşıları sağlayabilseydi okullar açıldığında tüm öğrencilerin aşılanması biterdi. Aşısız eğitim çalışanlarına olduğu gibi öğrenciye test zorunluluğu dahi getirilebilirdi.
Yaz dönemi okulların açılması muhabbetiyle geçti. Velilerimiz, Veli Derneği, eğitim sendikaları, eğitimciler okulların her türlü önlemler alınarak açılmasını ve aç-kapa yapılmamasını ısrarla talep etti. Eğitim ile ilgili bilim insanları aynı düşünceleri sürekli anlattı.
Bakanlık samimi davranıp bu çağrılara kulak verdi mi diye sorarsak maalesef demek zorundayız. Bakanlık kararlı olsaydı okullar açıldığında eğitim çalışanlarının, servis görevlilerinin ve öğrencilerin aşısı bitebilirdi. Aşılanmış olmak da herkes de psikolojik rahatlık sağlayacak, kuşkular kalkacaktı.
Bizler bu kararlılığımızı inatla talep etmeliyiz. Yetkililerin acilen; eğitim çalışanlarının, öğrencilerin aşı olmalarını sağlamasını istemeliyiz. Eğitimin sürekliliği için gerekenler görevliler tarafından yapıldığında veli ve öğrenciler de kurallara uyduğunda, karşılıklı hoşgörü ve güven oluştuğunda eğitim yüz yüze olacaktır ve bunu sağlamak zorundayız.
Bunun için yapılacakları günlerdir dinliyoruz. Bir kez daha kısaca anımsamakta yarar var:
Kaynak aktarılmalıdır, basına yansıyan öğrenci başına 20 lira yeterli değil, komiktir.
Öğrenci sayıları belirlendi ve bu kurala uyulmalıdır. Gerekirse ek derslikler sağlanmalı, öğretmen alınmalıdır. İlk gün sonunda evime yakın bir ilkokulda birinci sınıfa başlayan iki veli ile tesadüfen görüştüm. Sınıfta 36'şar öğrenci olduğunu söylediler. Normal eğitimde en fazla 30 olan sınıf öğrenci sayısı bu dönemde olur mu? Veliler zorda ve çare arıyorlar. Her türlü başvuruyu her kuruma yapacaklarını söylüyorlar ki haklılar. Umarız acilen ikili eğitime geçilerek sınıf mevcutları yarıya indirilir.
Okulların hijyenik ortamı ilk günkü gibi sürekli sağlanmalı ve gerekirse bu iş için geçici elemanlar alınmalıdır.
Okullarımız tam da böylesi günlerde demokratik ilişkilerle özlenen okul ortamını yaratabilir, tabii ki gerçekten isteniyorsa. Bu nedenle idarecilerimiz, üst makamlardan gelen görevleri yaparken okulun bileşeni olan öğretmen, çalışan, öğrenci ve velilerle işbirliği içinde olmalıdır.
Bu dönemde dezavantajlı ve yoksul ailelerin çocukları için pozitif ayrımlar yapılarak eğitimde eşitlik sağlanmalıdır.
Pandemiyi farklı yorumlayarak, dini çözümler üreterek yurttaşları yobazlaştıran tarikat vakıflarının bu saçmalıklarını önleyebilmek için bakanlık ile yapılan tüm protokoller iptal edilmelidir.
Okula servisle ulaşan öğrencilerimiz için servislere konan kurallara uyulmalı, servis araçları okul idaresi ve veliler tarafından incelenmelidir.
Bu dönemde öğrenci ve personelin ruh sağlığı ve psikososyal destek ihtiyaçları için okullarda bulunan Rehberlik Birimleri etkin görev almalı ve gerekirse acilen yeni görevliler atanmalıdır.
Eğitim yüzyüze olmak zorundadır ve devlet bunu sağlamakla yükümlüdür. Bizler ise akıl ve bilimin önderliğinde alınan kararlara uymak ve destek vermek zorundayız. Çocuklarımıza haydi okula dedik de devamını getirecek miyiz? Akıl ve bilim önder olursa devamı gelecektir. Yeter ki biz izleyelim, talep edelim ve sorgulayalım. Örgütlü velinin önünde hiç kimse duramaz.