ABD’nin politikaları açısından uzunca bir süre avam bir düğmeye basar ve her sorunu çözer şeklinde muhteşem bir analitik yaklaşım sergiledi…

Neyse ki o muhteşem gizli bilgili kaynaklardan beslenen zihniyet kendisine Kovid 19 aşıları ile ilgili yeni bir uğraşı alanı buldu da ABD’nin düğmelere basarak politik sorunları çözdüğüne dair “bahyiğen…” şeklinde başlayan ve “… bilmediğin şeyler var” ile biten akıl izan yoksunu konuşmalar alandan uzaklaştı. Elbette bu cahil cesaretinde benim televizyon meraklısı ve “her şeyi” “halkın anlayacağı şekilde” anlatma çabası sergileyen meslektaşlarımın da katkısı büyük…

Gelelim acı gerçeklere… ABD’nin ortaya koymaya çalıştığı, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturma çabası sergilediği iki de facto yapı mevcut…

Birincisi yani Irak’ın kuzeyindeki de facto yapı için nispeten kurumsal demek mümkün. Dün (27 Ekim 2021) Irak Türkleri ile gerçekleştirdiğim bir sohbette Irak’ın kuzeyindeki de facto yapının askeri kanadı olan peşmergenin ne denli düşük kapasitede faaliyet gösterdiğini bir kez daha dile getirerek mutabık olduk. Ekonomik anlamda Türkiye’ye olan ihtiyaç ise zaten ortada… Yani bir devlet olabilmenin iki temel dayanağı olan askeri kapasite sıfır seviyesine yakınken, ekonomik kapasite de bir devlet olabilmenin çok çok uzağında…

Buna ek olarak Eylül 2017’de gerçekleşen sözde bağımsızlık referandumu sonrası hiçbir faaliyetin gerçekleştirilememesi de bu kronik durumun önemli bir göstergesi olarak duruyor.

Suriye’nin kuzeyinde bir de facto yapının ihdas edilmesi meselesi ise nispeten daha yeni… BrettMcGurk, Lindsay Graham gibi karar alıcıların girişimi Joseph Votel gibi askeri bürokrasi açısından üst düzey personelin girişimleri ile bir faaliyet alanı yaratıldı.

Hep söylüyorum bu durum da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin operasyonel kapasitesi dolayısıyla bertaraf edildi.

Bu aşamada dün (27 Ekim 2021) itibarı ile TRT Radyosunda da belirttiğim üzere Rusya’nın faaliyetlerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Zira Rusya Federasyonu da Türkiye’nin operasyonları başladığı andan itibaren Esad Rejimi ile bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı arasında bir arabuluculuk görevi üstlendi. Rusya’nın sorumluluk bölgesinden bölücü terör örgütü Suriye uzantısı tarafından yapılan saldırılar sonucu şehit düşen askerlerimizi de unutmayın. Ayrıca Rusya Federasyonu’nun bölücü terör örgütü ile olan ilişkilerinin de eskiye uzandığını unutmamakta fayda var…

Dolayısıyla büyük güçler adı üzerinde büyük güçler olsa da bölgesel güç sınırlarını zorlayan Türkiye Cumhuriyeti gibi devletlerin kararlı politikaları karşısında oldukça temkinli hareket etmek durumunda kalabiliyor… Bu açıdan TBMM’den geçen tezkere kararı oldukça önemliydi…

Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları…