Annelerimiz, Babalarımız,
Önce bilin: Emperyalist güçler, çocuklarımızın diplomalı cahiller olmasını istiyor. Yönetimlerimizi etkiliyor ve her düzeydeki öğrenim bu isteğe uygun düzenleniyor.
Böylece çocuklarımız, (başarısız da olsa, başarılı da olsa; tembel de olsa, çalışkan da olsa) okullarımızda, üniversitelerimizde işe yarar bilgi, beceri edinmiyor; özgüvenini kaybediyor, mutsuz, huzursuz, hatta topluma zararlı eylemlere yatkın oluyor.
Bu genelde böyle. Ama sizler, emperyalist güçlerin bu isteğine karşı savaşı kazanabilir, çocuklarımızın becerikli, bilgili, yani üretken olmasını sağlayabilir, onları özgüvenli, huzurlu, mutlu yetiştirebilirsiniz.
Nasılını açıklamak için önce gerçek örnekleri anlatacağız; çocuklarımızın eğitimi konusunda kitaplar yazanlardan alıntılar yapıp, bunları irdeleyeceğiz; sonunda da ilkeler belirlemeye çalışacağız. (Bu ilkeleri belirlemede bize katılan aydınımız olur mu?)
Bu yazımızdaki ilk örneğimiz:
Otobüse bindim. Maske var, mesafe yok. Otobüsteki “Engellilere, hamilelere, yaşlılara yer verelim.” duyurusuna uymamak için cep telefonuna eğilmiş çocuklarımızı rahatsız etmemek için önüme bakarak ve hızla orta kısma yöneldim. Tam bir yere tutunacaktım ki, ayakta durma kısmının hemen önünde oturan ufak tefek türbanlı bir kızımız ayağa kalkıp yer verdi ve oturduğum yerin yanına dikildi.
- Sağol kızım. Bana yer verene bir kitap veriyorum, seç! (Küçük kızımın ‘Bilmecelerle Matematik’i ve ‘Felsefe ne?’ – ‘Felsefeciler ne söylemiş.’)
Felsefeyi seçti. Sordum.
- Sanıyorum öğrencisin? Nerede? Ne okuyorsun?
Akdeniz Üniversitesinde İlahiyat Fakültesinde üçüncü sınıftaymış. Amacı üniversitede kalmakmış. Diyarbakırlıymış. Üniversite yurdunda kalıyormuş. Şimdi halasına gidiyormuş...
- Öğretim üyeleri ile aranız nasıl?
- Bazıları yalnız konularını işliyor. Birkaçı ile ağabey-abla ve kardeş, anne-baba ve evlat gibiyiz. Herşeyi tartışabiliriz...
Otobüs benim durağıma yaklaştı; birbirimize “İyi akşamlar!” diledik ve ben indim.
Kızımız (yalnız ‘otobüste yaşlılara yer verme’) davranışıyla değil, düzgün giyimi kuşamıyla, saygılı ve sakin konuşmasıyla iyi yetişmiş, eğitimli bir genç.
Ama türbanlı, ama İlahiyat Fakültesinde okuyor.
Otobüsten inip (kireçlenmiş eklemlerimle) topallayarak eve giderken hep bunu düşündüm.
Ve bir sonraki yazımda bu konuyu araştırmaya, öğrenmeye, irdelemeye, okurlarımla paylaşmaya karar verdim.
Sağlıcakla,