Sabahın körü dediğimiz bir saatte, sıcak bir ortamda, bilgisayar başında bir şeyler yazarken bir yandan da perdeyi açar dışarıyı gözlerim zaman zaman.
Dışarıda buz gibi bir hava.
Buna rağmen, sokak lambalarının aydınlattığı çok erken saatlerde, tekerlekli iki demir parçasına geçirilmiş büyükçe bir çuval ve onu çekerek çöp bidonlarını karıştıran, ekmeğini çöpte arayan kadın-erkek emekçiler...
Bulabilecekleri birkaç plastik ve demir parçası için yarış halinde ve ekmek savaşındadırlar adeta!
Daha önce de pek çok kez yazdığım gibi; kış, gerçekten de şartların en ağır olduğu bir mevsim.
Ne yalan söyleyeyim; bugüne kadar hiç kaygı taşımayan ben bile ürkmeye başladım artık.
Hayat pahalılığı korkutuyor!
Yine de halime binlerce şükür ama gerçekten hayat çok zor.
Bilhassa akşamları oldukça soğuk olmaya başladı artık.
Zengin için fark etmiyor, hatta daha da güzel olabilir, ama fakir fukara için bir kâbustur kış ayları!
Geçtiğimiz gün sosyal medyada bir paylaşımın altına yapılan bir yorumu okuyunca inanın birkaç gün kendime gelemedim.
Bir hanım kardeşimiz kızının üniversitede okuduğunu, ona para gönderebilmek için kombiyi yakamadığını, kışı battaniye altında geçirmeye çalıştığını yazmıştı.
Çok etkilendim ama elimden de fazla bir şey gelmiyor maalesef.
Bizler de kendi kendimize ancak yetebiliyoruz çünkü.
Gün yardımlaşma günü dostlar.
Maddi durumu iyi olanlar ihtiyaç sahiplerine yardım etsin lütfen.
Bu arada, sokak hayvanlarını da unutmayalım elbette!