Yetmiş yıl ana konularım matematik ve eğitim oldu. Sonuçta öğrendim ki çocuklarımıza, gençlerimize matematiği anlatmak için de onların eğitimini sağlamak için de önce politikanın değişmesi gerekli. Bu nedenle son iki yıldır önceliği politikaya verdim.
(1) Bilenler politikayı “yoğun ekonomi” diye tanımlamış. “Tarih, sınıf savaşları” demiş. Buna uyunca politikaya başlangıç ekonomiyle olmalı dedim ve politik ekonomi üzere (ekonomi politik Fransızca’dan aktarma yanlış tanımlama) bizim yazarlarımızdan seçtiklerimi de (örneğin Atilla Yeşilada’nın ‘Ekonomide sonuna geldiğimiz yollar’ı bir köşe yazımda özetlemiştim.) Marks’ın (kapitalist ekonomiyi en genelde çözümleyen) ‘Kapital 1’ini de çalıştım. (Kapital 1’i benim lisede İngilizce öğrenmemi sağlayan Sara Bayar’ın adıyla ve ‘Bizden Size’ başlığıyla yine köşe yazılarımda özetlemiştim.)
(2) Ayrıca uluslararası ve ülkemizdeki politikayı (yoğun ekonomiyi) genelde öğrenmek amacıyla birçok kitap alıp özetlemeye çalıştım. (Örneğin Yılmaz Dikbaş’ın ‘Atatürkçüler Yenildi’, ‘Gelin Yüzleşelim’, ‘Satılık Vatan’... Soner Yalçın’ın ‘Saklı Seçilmişler’, ‘Kara Kutu’, Mehmet Ali Güller’in ‘Amerikan Hegemonyasının Sonu’, Barış Doster’in ‘Sopanın Ucundaki Müttefik’, Cihan Dura’nın ‘Türkiye’ye Batı Saldırısı’, John Colemann’ın 300 ler komitesi)
(3) Ülkemizde bir dönem ekonomik ve politik ilerlemeye (siz isterseniz bunu “burjuva demokratik devrim yolunda” diye niteleyin.) Önderlik etmiş Atatürk’ümüz ve onun yönetim döneminde yapılanlarla ilgili tüm özgün kaynakları aldım ve çalışıp özümledim.
Ayrıca halk cumhuriyetine dönüşmeyi sağlayacak aydın kadrolarını yetiştirmeyi amaçlayan Tonguç Baba ve onun Köy Enstitüleriyle ilgili tüm önemli bulduğum kaynakları çalıştım.
(4) Şimdi bu iki atılımında (Lord Curson’un Lozan’da söylediği gibi) adım adım geri döndürüldüğünü ve buna aydınlarımızın ya yardımcı olduğunu ya da eylemle değil sözle, yazıyla karşı çıktığını yani karşı savaş için örgütlenemediğini görüyoruz.
Bu nedenle Rusya’daki Ekim Devrimi öncesini oldukça ayrıntılı öğrendim. (Marxist archive’de tüm önderlerin toplu eserleri var. John Reed’in ‘Dünyayı Sarsan On Gün’ü iyi bir başlangıç kitabı.)
(5) Atılım dönemi sonrası hem ekonomide hem politikada öncelikle de eğitimde geriye dönüşü izledim, araştırdım, çalıştım ve sanırım çözümledim.
Sonuçta bugün özellikle önümüzdeki bir yıl ve sonrası için söyleyebileceklerim:
(1) Bugünkü yönetim yönetimi bırakamaz; gelecek yönetimle de anlaşamaz. Ne yapar bilemeyiz. Belki onlar da bilemiyor.
(2) Gelecek yönetim köklü bir atılım yapamaz. Buna ne kadroları ne yapısı uygun. Ne böyle bir hedefi, planlaması var ne de bugünkü yönetimden bireysel, örgütsel yarar sağlayanlar ve bu nedenle (gizli de olsa) onu destekleyenler köklü bir atılıma izin verirler.
(3) Dolaysız üretici halk ve bu düzenden pay alamayan veya ilkeleri gereği buna karşı olan aydınlarımız daha uzun süre acı çekecek.
Bu deneyimler yaşandıkça, devrimci bir aydın örgütlenmesi ve bunun halk desteği sağlaması veya halk ayaklanmaları oluşur mu bilemeyiz.
Bu çıkarımlarımız sonucu biz de (bu son özetlemelerimizden sonra) yine eğitime döneceğiz ve üç-beş çocuğumuzun, gencimizin kendisini kurtarmasında yardımcı olmaya çalışacağız.
Sağlıcakla,