Edirne'nin artık yeni bir valisi var.
Edirne'nin yeni valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir kahvaltı programında Edirneli basın mensuplarıyla tanıştı.
Vali Kırbıyık'ın oradaki konuşmasında dikkat çeken bir cümle oldu.
“Devlet beni buraya gezmeye göndermedi” dedi.
Devletin bir ile atadığı valiye “git oralarda gez” demesi mümkün değil.
Belki bazılarının eksikleri olmuştur ama daha önceki valiler de buraya hizmet için gelmişti.
Vali Kırbıyık'ın bu vurgusu anlamlıdır.
Ben bu cümleyi “Buraya gelip çalışmak zaten benim görevim ama ben normalinden daha fazla, daha bir azimle çalışacağım, göreceksiniz” olarak okudum.
Böyle olacağını da umuyorum.
Yine toplantıdaki konuşmadan anladığım kadarıyla Kırbıyık, Edirne hakkında epey ders çalışmış.
Elbette devletin çeşitli birimleri de kendisine brifingler verecek, raporlar sunacak, ilin artısı, eksisi hakkında ayrıntılı bilgilendirmede bulunacaktır.
Tekrarın zararı olmaz.
Naçizane ben de buradan bir konu başlığı vermek isterim.
Bu kentte özellikle son zamanlarda hem gece hem gündüz silahlar patlamaktadır, yaralamalar meydana gelmektir.
Yurttaşlarımızın ve kentimize gelen turistlerin kafasında “Edirne'de can güvenliğimiz tehlikede” düşüncesinin oluşması noktasında mutlaka bir şeyler yapılmalıdır.
İnsanlar güven içinde olmalıdır.
O güvenin kaybolduğu bir durumu düşünmek bile istemem.
***
AK Parti Edirne Belediye Meclisi üyeleri bir araştırma yapmışlar.
AK Parti, Edirne Belediyesi'nde azınlık.
Yani tek başına veya ittifak içindeki MHP'nin oylarıyla belirleyici olamıyor.
Verilen yetki bu, yapacak bir şey yok.
Son meclis toplantısında AK Parti üyeleri Edirne Toplu Ulaşım Sisteminin (ETUS) incelenmesi için bir komisyon kurulmasını talep etmiş.
Dünya kadar paranın nereye gittiği belli olmayan bir işletmede “siz ne yapıyorsunuz” demişler, doğal olarak.
Mesela “özetle” ne demişler?
“ETUS, bünyesindeki 200 küsur minibüsten sadece 70'iyle hizmet veriyor.”
Daha ne desinler?
Ki, adamların elinde bir takım tutanaklar ve veriler var anladığım kadarıyla.
Yani iddiaya göre; kent içi ulaşım sisteminde bulunan her üç minibüsten ikisi çalışmıyor, yatıyor, bu belli.
Neden kışın soğuğunda, yazın sıcağında saatlerce minibüs beklediğimiz, neden balık istifi seyahat etmek zorunda kaldığımız anlaşılıyor, değil mi?
AK Partililer bunu söylüyor, cevap veren var mı?
Mesela Edirne Belediyesi Ulaşım Müdürü Erdal Uygun veya Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan çıkıp “Bütün bu iddialar yalan, ETUS tam kapasiteyle çalışıyor” diyebiliyor mu?
Söylememe gerek var mı bilmiyorum; tabi ki böyle bir istek CHP oylarıyla reddedildi.
Neyse madem AK Partililer böyle bir gerçeği ortaya çıkarmışken ben de bir ilave yapayım.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın konuk olduğu Edirne Televizyonu'ndaki bir programa meslektaşım Derya Sarılarlı'larla birlikte katılmıştık.
Orada Gürkan'a ETUS'un gerekli sayıdan daha az sayıda minibüs çalıştırdığını ve bu yüzden yurttaşların uzun süre duraklarda beklediklerini, “balık istifi” seyahat etmek zorunda kaldığını söylemiş ve neden denetlenmediğini sormuştum.
Programı izleyen okuyucularımız hatırlayacaktır.
Gürkan eksik minibüs sayısıyla çalışıldığını kabul etmedi.
Israrım üzerine de “Kusura bakmayın siz bu işi bilmiyorsunuz” diyerek çalışmayan araçların, arıza, nöbet istirahati ve benzeri nedenlerle çalışmadığını söyledi.
İşine gelmeyince “işi bilmiyorsunuz” oldu.
Neyse ki AK Partili belediye meclis üyeleri işi kimin bilip, kimin bilmediğini bir basın toplantısıyla ortaya çıkarmışlar.
ETUS'un bünyesindeki minibüslerin üçte ikisini çalıştırmadığını bilip susmak, Edirneli'ye çile çektirmek “iş bilmek” olmuş.
Bunu dile getirmek ise “iş bilmemek” olmuş.
Doğru söze ne denir?
Bilip susmak varken yurttaşın lehine olan bu durumu dile getirmek hakikatten “iş bilmemek (!)” değil mi?