Futbol nedir, İngilizce foot ayak, bol da top demektir. Türkçesini ele alırsak tekme topu. Futbol bu günün dünyasında en güçlü uyuşturucudur, hangi milletten olursa olsun futbola ilgi duymayan yoktur.
Peki bu futbol denilen oyun nasıl oynanır? İki gurup oluşur, bunlara takım denir, bunların oluşturduğu guruplar onbir kişiliktir. Bu oyunu kurallarına göre idare eden kimseye orta hakem, sağ ve sol yanlardaki flamalı kimselere de yan hakem denir.
Top oynanan sahanın her iki ucundaki ortada arka tarafında file olan yer kaledir, topu yakalayıp kaleye girmesini önleyen kimse kalecidir. Kaleci topu yakalamayıp kaleye girerse GOL olur, bu karşılaşılan oyuna da maç denir. Futbol maçlarında bütün mesele topu kaleye sokmak gol atmaktır, hangi taraf çok gol atarsa o maçın şampiyonudur.
Bir cümle olarak futbolu esprili bir şekilde tarif edersek, 'tribünlere oturmuş seyreden birçok avanak sahada yirmiiki manyak, ortada meşin bir top kaçışmayı, koşuşmayı idare eden dangalak, sahanın her iki tarafında flama elinde topu izleyen iki zirzop.' Belki biraz iğneli oldu ama af ola.
Futbol maçlarında bütün mesele topu kaleye sokmak yani gol atmak, gol olunca gol atan tarafta sevinçler, coşmalar tezahüratlar. Ne olacak gol oldu diye ekmek mi ucuzlayacak? Buna sebep ne, sadece avunmak. Futbol denilen bu illet mahalle takımları ile başlar, şehir takımları, milli takım, kıtalararası maç, sonra dünya şampiyonluğu ile noktalanır. Madem mesele topa tekme vurmak, bu takım onbir, karşı takım onbir kişi toplam eder yirmiiki kişi, neden ortaya bir top atıyorlar, atsınlar ortaya yirmiiki top her kez topa rahatça tekme vursun olmuyor işte. Mesele bir topa tekme vurarak heyecan yaratmak ve gol atmak.
Buraya kadar futbolun matrak kısmı. Neden futbola bu kadar tutku, neden olacak futbol etrafında milyonlar dönüyor da onun için. Mahalle takımlarını bir tarafa bırakırsak, bugün futbolcu olmak profesyonel bir meslek olmuştur. Futbol uğruna milyonlarca para dönen dev futbol kulüpleri, yine futbolculara alıp verilen milyonluk transfer ücretleri. Tabi bal tutan parmağını yalar misali, bu işlere aracılık edenlerde avantalarını sağlarlar, oda ayrı konu. Hakemi, sucusu bucusu, onlarda maç başına ücretlerini alırlar. Ya tribünleri dolduran futbol hastası seyircilerin milyonluk hasılaları, burada dönen milyonlar, kulüplerin bu hasıladan aldığı paylar?
Peki futbolun dışı her maçta statların dışında seyyar satıcıların köftecisi, çekirdekçisi, meyvecisi, simitçisi, oyuncak, hatıra eşyası satanlar, bozacısı, şurupçusu, su satıcıları, daha bir çok küçük esnaf bu futbol olayından nemalanır. Maçlardan önce ve sonra kahvehanelerde yapılan futbol muhabbetleri muhabbet sonunda --- Kazım getir bize birer demli çay --- buda kahveci için bir kazançtır.
Futbolun birde kumar kısmı var, ona da spor toto deniyor. Kupon doldurularak maç tahmini yapmaya dayanıyor, eğer becerebilirsen milyonlar senin, ama bu konu için kulüpleri, oyuncuları tanımak, futbol nedir bilmek gerekiyor.
Futbolun bir iyi tarafı da maç sırasında işi olmayanlar için iyi bir vakit geçirme aracı olmasıdır. Spor toto da doldurdun mu, belki tahminim doğru çıkar bir ümit ve hayal dünyasında yaşamak, tıpkı şairin dediği gibi --- İnsan ümit ettikçe yaşar ---.
Demek futbol yalnızca meşin yuvarlak, topa tekme vurmaktan ibaret değilmiş . . .