Harp Okulu'nda bizlere öncelikle belletilen bir kural vardı.. “Hafıza nankördür, not tutmak esastır” şeklinde vurgulanan bu kural, sadece askerler için değil, sivil yöneticiler ve hatta herkes için gerekli olan, yanlışları unutmamak, olaylardan ders çıkarmak, yapacağı işleri planlamak, aynı yanlışları bir daha yapmamak için anında kayıt altına alınması gereken ayrıntıları da kapsayan sağlıklı bir çalışma yöntemi için çok gereklidir.
***
Yaşadığımız felaketlerden ders çıkarmayı bilmeliyiz. Ama ne yazık ki en büyük afetlerin ardından bile kısa bir zaman süre sonra ateşin düştüğü yerdeki felaketzedeler hariç yaşadıklarımızı unutmak konusunda gerçekten çok başarılıyız. O nedenle hemen bu gibi felaketlerin ardından yanlışları, doğruları, eksikleri, fazlaları sadece hafızamıza kaydetmekle yetinip, kayıt altına almazsak, bu kayıtlara göre gerekeni yapmazsak “Tarih tekerrürden ibarettir” gibi saçma sapan bir anlayışın ardına sığınmaktan başka yapacağımız iş yoktur.
***
“Maraş Depremi” olarak anılacak olan yaşadığımız bu son depremde o yöre insanları olayın en büyük darbesini yemiş olsalar da devletin en üst kademelerinden, Enez'deki yardım toplama görevinde bulunanlara, hatta bu yardım merkezlerine yardım götürmeye çalışan yardımseverlere kadar herkes bu süreçte büyük, küçük zorluklar, deneyimler yaşamışlardır. Eksik ve yanlışlardan oluşan bu deneyimler unutulmamalı ve unutturulmamalıdır. Genelde ve makro düzeyde devlet, hükümet kendi üzerine düşen normalleştirme çalışmalarını yapadursun bu aşamada ve ilk fırsatta yerelde hemen yapılacak iş, yaşanan deneyimlerin detaylı bir şekilde kayıt altına alınması için toplantılar düzenlemek olmalıdır. Böylelikle bir sonraki felaketlere daha örgütlü ve verimli müdahale etmenin ayrıntılı planları şimdiden yapılmalıdır. Kısacası kasaba, hatta köy ölçeğinde biriktirilen deneyimler not edilmeli ve geleceği kesin olan doğa olaylarına, hatta her türlü olağanüstü durumlara karşı hazırlıklı olunmalıdır.
***
Sırada İstanbul / Marmara depremi var. Fay haritalarına bakılırsa bu depremden tüm Saros Körfezi tüm şiddeti ile etkilenecek. Hatta Keşan ve Edirne dahi bu doğa olayından büyük ölçüde zarar görebilecek. Enez'in etkilenmesi ise kaçınılmaz görülüyor. İyi de ne kadar hazırız? Ya da hazır olup olmadığımız kimin sorumluluğunda? Sahil Evleri'nde risk durumu nedir? Tusunami tehlikesi var mıdır? İlk anda kaç kazma kürek bulur da birbirimizin yardımına koşarız? Ya da Enez İtfaiye garaj binasının dayanıklılığı nedir? Çok kereler yazdık. Belediye binası böyle bir depremde sanki ilk yıkılacak bir görüntü sergiliyor. Bu konuda testler yapılmış mıdır?
Sorular elbette bu kadar değil..
***
Elbette yıllar içinde bu konuda yapıldığını duyduğumuz işler var.. Buna rağmen hep birlikte oturup son felaketin deneyimleri ışığında her şeyi bir kez daha gözden geçirmek, not ve kayıt altına almak gerekiyor. Deprem bölgesinden dönüşlerinde Kaymakamımızın, Belediye Başkanımızın bu konuda gecikmeyeceklerini düşünüyorum.