16 Nisan 2019'dan bugüne her Salı günü, sizlere kendi penceremden hayata ve olaylara bakışıma dair düşüncelerimi sunmaya çalışıyorum.
Yazmaya başlamadan bir gün önce Hudut Gazetesi’nin yaptığı haberde, “Altun, Politika, toplum yaşamı, eğitim, kültür, bilim, çevre ve doğa gibi aktüel konularla ilgili fikirlerini; ‘Özgürlük, Eşitlik, Adalet, İdeal Demokrasi, İnsan Hakları’ gibi tüm dünyada kabul görmüş evrensel ilkeler çerçevesinde okuyucu ile paylaşacak” notu yer almıştı.
Ancak o dönemde (Nisan 2019) gündemde çok yoğun bir şekilde İstanbul Belediye Başkanlığı Seçimleri tartışılıyordu ve ben de mecburen o gündeme uygun yani siyasi yazılar yazdım. Sonrasında ise bazen; “toplum yaşamı, eğitim, kültür, bilim, çevre ve doğa gibi” diğer konuları yazabildiysem de, maalesef ülke gündemi gereği büyük çoğunlukla iç siyaset konularını yazmak durumunda kaldım. Özellikle son 6-7 aydır artık beni de sıkan/yoran derecede siyaset yazdım. Seçimlere giderken düşüncelerim çerçevesinde olayları açıklamak ve bana göre ‘kötü giden şeylerin düzelebilmesi’ için kişilerin düşüncelerinde değişiklik yapabilmeyi amaçlamıştım!
Biliyoruz ki; her ne kadar pek çok konuda düşünce birlikteliğine sahip olsalar da, yeryüzünde ne kadar insan varsa, o kadar değişik düşünce vardır. “Aklın yolu birdir” deriz ama herkes hayatı ve olayları kendi aklı ile yorumladığı için de, somut bir gerçek bile çok değişik şekillerde yorumlanabilmekte. Çünkü herkes hayata, olaylara, geçmişe ve geleceğe kendi bulunduğu açıdan bakıyor ve ona göre bir düşünceye sahip oluyor.
İşte ben de kendi penceremden, kendi bakış açımdan gördüklerimi sizinle paylaşıyordum. Onun için de bu köşenin adını “BAKIŞ AÇISI” olarak belirlemiştim. Elbette ki, buradan size ulaşan fikirler benim bakış açımdan benim doğrularımı yansıtmaktaydı. Dolayısıyla, düşüncelerime katılanlar da olmuştur, katılmayanlar da! Önemli olanın, okuyucunun zihninde yeni düşünce kıvılcımları oluşturmaktı. Yoksa kimseye düşünce empoze etmek gibi bir iddia ve beklentimiz olamazdı.
Pandemi dönemi hariç her Salı günü bu köşeden sizlere seslendim. Dört yıllık bu serüvende toplam 182 yazı ile sizlerle buluştum. Dolayısıyla dört yıllık yazma serüvenime, yol arkadaşlığı ve ev sahipliği yaptınız.
Kuraldır; kötü bir şey olduğu zaman kimse sorumluluk kabul etmez, özür dilemez. Ya sorumluluğu başkasına yıkıp, üste çıkmaya çalışılır ya da sessizce ortadan kaybolunur.
Aylardır seçimin kazanılacağını düşünüyor ve bu yönde yazılar yazıyordum. Buna hem çok inanıyor, hem de muhalif seçmenin moral ve motivasyonunu yüksek tutmayı hedefliyordum. Seçim sonuçlarının böyle olabileceğini öngörememeyi, ‘Halkın düşüncelerini okumadaki eksikliğim’ olarak görüyorum. Bu sebeple de, seçim sonuçları için umut verip hayal kırıklığına katkıda bulunmuş olduğum herkes için çok üzgünüm.
16 Nisan 2023 günü, sosyal medya paylaşımımda şöyle demiştim:
"Eğer seçimlerde yeni bir dönem başlarsa yazmaya devam etmeyi, bir şey değişmezse de bırakmayı düşünüyorum. Zira yazacak yeni bir şey kalmayacak zaten!"
Bu düşüncemi Hudut Gazetesi yönetimine de bildirmiştim.
Gelinen noktada; her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldıysa da; adayların aldıkları oy oranları ve parlamentonun yapısı yeni bir dönemin başlayacağına dair umutları yok etmiş durumdadır.
Daha da önemlisi, bu sonuçları görmemiş birisi olarak bundan sonrası için söyleyeceklerimin inandırıcılığının azalmış olması gerekir. O halde bu köşeden ayrılıp, belki ‘toplumu ve olayları daha iyi değerlendirecek ve okuyucuları aydınlatacak yeni kalemlere yer açmak’ en iyisi olacaktır.
Bu dört yılda; yazabilmek için okuyup araştırırken ve de yazarken çok şey öğrendim. Bana bu olanağı sağlayan, tüm okurlarıma ve Hudut Gazetesi'nin tüm değerli sorumluları ile çalışanlarına içtenlikle teşekkür ediyorum.
Herkese, hayalindeki bahara erişeceği güzel günler diliyorum.
Hoşça kalın.