Ne mi düşünüyorum? Öncelikle tüm anket firmalarının yanıltıcı, abuk, subuk, uyduruk anket sonuçları nedeniyle derhal dükkanlarını kapatıp, halktan özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu iş, sizin işiniz değil. Ne var ki trilyonluk seçim ekonomisinden hiç hak etmediğiniz çok büyük bir pay kapmayı başardınız. “Helal hoş olsun” diyemeyeceğim. Ortaya koyduğunuz sonuçlar AKP yetkililerini bile şaşırttı. Adamlar neredeyse valizlerini toplayıp gidiyorlardı. Size inanan Millet İttifakı Bileşenleri de bakanlıkları bile bölüşmüş, ilk gün uygulamak üzere binlerce kararname hazırlamışlardı.
***
Ben de büyük bir şok yaşadığımı söylemeliyim. Cumhur İttifakı'nın 5 yıl sonra bunca beceriksizliğine, ülkeye yaşattığı ekonomik kabusa, asrın felaketinde yaşattığı olumsuzluklara, çadır satışlarına, Sedat Peker'e, NAS ekonomisinin yanlışlığına, devletteki akıl almaz vurgun, soygun ve israfa rağmen sadece ve yalnızca % 6 oy kaybetmesini anlamak mümkün değil. Hele hele kendi partisinden aday bile çıkart(a)mayan, herhangi bir çarpıcı seçim vaadi bulunmayan, , HÜDA-PAR ile kolkola seçime giden, tüm kamuoyu yoklamalarında % 5-7 civarında gösterilen MHP'nin baraj sınırını dahi geçmesi öngörülmediği halde 2018 deki oylarını muhafaza ederek hala %10 oy alabilmesinin mantığını anlamak mümkün değildir. Benim sayısal olarak hesap edemediğim de budur. Yaşadığım şokun en büyük nedeni budur.
MHP'nin Sinan Ateş cinayetine olan kaygısızlığına, Ülkücü camiadan Sinan Oğan'ın milliyetçi kesimden %5 oy almasına, İYİ Parti'nin de varlığına rağmen Milliyetçi kesimin MHP'nin ve Sinan Oğan'ın bu başarısı terör paranoyasının, Suriyeli göçmen saplantısının, hayali beka senaryolarının milliyetçi kesime bir armağanıdır.. Başka bir izahı varsa açıklanmalıdır.
Benim kahraman milletim korkutulmuştur.
***
Bu arada Millet İttifakı önderlerinin iyi niyetlerine rağmen, seçim sonucuna yeterli bir katkılarının olmadığı görülmüştür. Örneğin Akşener 2018 e göre oylarını artıramamıştır. CHP'de de tüm kampanya Kemal Kılıçdaroğlu ve 2 büyükşehir Belediye Başkanı'nın üzerine kalmıştır. CHP Genel Merkez Yöneticileri bu 3 güzel insanı sadece alkışlayarak ve “Nasıl olsa kazandık” mantığı ile seçim çalışmaları yerine kendi ikballerine yoğunluk vermişlerdir.
***
Taşra örgütleri, Belediye Başkanları'nın marabaları gibi yaratıcılıktan uzak, birebir adam adama markaj yerine kahvelerde el sıkarak el ilanı dağıtarak ve kendi kendilerine geziler, yemekler düzenleyip İzmir Marşı'nı söyleyerek seçim çalışması yaptıklarını sanmışlardır.
2018 seçimlerinde de, bu seçim öncesinde de dile getirdiğimiz önerilerimize hiç kulak asılmamıştır. Parti binaları açık tutulmamıştır. İlk kez oy kullanacak olan gençlere erişmek, bilgilendirmek ve kazanmak konusunda hiçbir şey yapılmamıştır. Özellikle Enez parti ileri gelenleri, Başkan ve yöneticileri bu süreçte Enez dışındaki, ağırlama, karşılama, uğurlama, yemek içmek gibi etkinlerde(!) bulunarak seçim çalışması yaptıkları görüntüsü vermişlerdir.
Bu arada, sonunda adaylıktan çekilmiş olsa da Muharrem İnce'nin seçime 2 gün kalıncaya kadar meydanlarda, yandaş TV'lerde iktidar yerine, sürekli CHP'yi hedef alan utanmazca yalanlarla, iftiralarla, hiç yoksa bir kısım kararsız seçmeni Millet İttifakı'ndan uzaklaştırmış olmasını da unutmayalım.
***
Ben 15 gün sonra yine sandığa gidip oyumu kullanacağım.. Ama acaba Kılıçdaroğlu'nun yerine olsam ikinci turda bir kere daha şansımı dener miydim? Yoksa çok daha farklı bir seçim kaybına neden olma ihtimalini düşünerek bugünden kazananı tebrik eder, kenara çekilir miydim? Ya da "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" mı derdim..
İnsanlık onuru, hak hukuk adalet mücadelesi elbette kaldığı yerden devam edecek. Ancak nihai zafere ulaşmak için gerektiğinde geri çekilmesini de bilmek gerekiyor.