ANASAYFA
22 Eylül 2023 Cuma
Açılış Sayfam Yap!
Sık Kullanılanlara Ekle
Matbaa Hizmetleri
Künye
Reklam
İletişim
Siyaset
Ekonomi
Sağlık
Spor
Kültür-Sanat
Güncel
Röportaj
Resmi İlan
Yazarlar
E-Gazete
Video Galeri
Nurhan IŞIKSEREN / Eleştirel Düşünce - nurhanisikseren@gmail.com
“Avanak Avni” mi, “Utanmaz Adam” mı?
Yayın Tarihi: 06 Eylül 2023 Çarşamba, 05:54
16 Punto 18 Punto 20 Punto 24 Punto

CHP’de, dalgalanma durulmuş, değişim ve dönüşüm talepleri rafa kaldırılmış bir görüntü var.

 

Başını kuma sokan devekuşu gibi gerçekleri görmezden gelmeye şartlandırılmış partililerin sorumsuz ve edilgen tutumlarına yaslanarak, gene ötmeye başladı Kılıçdaroğlu.

 

“Ötme” sözcüğünü yadırgamış olabilirsiniz ama ’laf salatası’ yani içeriği boş, gerçeği saptıran, algı yaratmaya dayalı konuşmalara ‘ötme’ sözcüğünü uygun gördüm. Benzetmedir.

 

Yalnız, o güzel sesli ötücü kuşlardan Kanarya, Saka vb. beni bağışlasınlar.

O güzel sesleri ile yaşamımıza renk katarlar; çok değerlidirler.

 

Evet, Kılıçdaroğlu’nun özgüven inşasına dayalı, planlı programlı, hesaplı ötüşleri, yine sahnede… Kendisini CHP üye ve seçmenine, tekrar kabul ettirmeye çalışıyor.

 

Kaybedilen seçimin ilk elden sorumlusu değilmiş, sanki partisinde fırtına yaşanmamış gibi, önceki yazılardan da hatırlayacağınız AKP algı operatörlerine taş çıkartırcasına hem kendi hatalarına hem de seçim kaybına dair ‘bahane gerekçeler’ ortaya atarak başka sorumlular üretiyor. Üretiyor, çünkü seçim kaybında ilk elden sorumluluğunu -ki bunu gizli Ümit Özdağ pazarlığı da açıkça göstermiştir-  başka türlü, zihin bulandırmadan çarpıtamayacağını çok iyi biliyor; kurnazlık yapıyor.

 

Ayrıntıya gireceğiz ama çerçeveyi az genişleterek, Kemal beyefendinin bu vurdumduymaz tutumunun arkasında ne yattığına bakalım. Neden bu kadar rahat Kemal beyefendi ve ötecek gücü nereden buluyor?

 

Elbette kendisini bir kaset operasyonunun ardından genel başkanlık koltuğuna oturtan güç odakları sayesinde.

 

Proje Kemal’e genel başkanlık koltuğu sunan, CHP’yi dizayn ederek kullanışlı hale getiren güç odakları racon kesti. Sahada İmamoğlu ile görünür kılınan değişim rüzgârını dindirdiler.

 

Öyle anlaşılıyor ki, pompalanan değişim rüzgârı parti örgütünde ve seçmende biriken gazı göğe salmaktı. Yeterli görülmüş olmalı ki, gündem birdenbire adaylarının belirlenmesine çekilerek CHP’deki yönetsel ve örgütsel sorunlar hasıraltı edildi; yerel seçim odaklı muhabbet açıldı.

 

Bu noktada Ekrem İmamoğlu’nun da sorgulanması gerekiyor.

İddialı bir siyasetçi profili çizmekte mahir İmamoğlu’na birileri telkinde mi bulundu,

yoksa CHP’yi kontrol altında tutan, kullanışlı bir parti haline getiren güç odaklarının talimatıyla tüm iddialarını bir kenara bırakıp İstanbul’a odaklanmak zorunda mı kaldı?

 

Her halükârda, ortada garip bir durumun varlığı yadsınamaz.

Gizli kapaklı Zoom toplantıları, web sayfası açarak yurttaştan fikir alırmış gibi yapmalar, küçük başarıların değil büyük başarıların arkasında koşmak gerektiğine dair büyük iddialar…

 

Ne oldu tüm bu çaya çorbaya limon açıklamalar?

Ne olacak leblebi çekirdek gibi yenilip yutuldu arkada ciddi bir güven sorunu bırakarak.

 

Vesayet altındaki CHP’nin baş aktöreleri Proje Kemal’in arkasında suspus hizaya giriverdiler. 

 

Eli rahatlayan Kemal beyefendi de ötmeye başladı.

Doğrudur, her seçimin arkasından sergilediği mutat tutum bu. Seçim yenilgisi sonrası bir süre kenara çekilip sularının durulmasını bekler, şartlar müsait olunca tekrar ötmeye başlar.

 

Kemal efendinin Oral Çalışlar’a anlattıklarıyla başlayalım…

 

Bildiğiniz gibi, Oral Çalışlar, “Yetmez ama Evetçiler” arasındaki mümtaz aydın müsveddelerindendir.

 

Kemal beyefendinin ona mülâkat vermesi ayrı bir garabet; ama kurnaz Proje Kemal bunları bilerek yapmaktadır. Kör gözüne parmağım misali bilerek bu tipleri seçmekte, aklı sıra belli çevrelere mesaj vermektedir. Bu kurnazlığı hep yapıyor zira nasılsa “yediriyorum” diyor.

 

CHP üye ve seçmeni, Kemal efendinin palavralarını yıllardır sessizce dinlediği ve tepki koy(a)madığı ya da AKP karşıtlığı nedeniyle sineye çektiği için bu film yine vizyonda.

 

“Yetmez ama Evetçi” Oral da, Kemal efendiyi kullanarak mahallesine keyifle el sallıyor, AKP’nin değirmenine su taşıyor. Elbette alan memnun veren memnun…       

 

Oral Çalışlar, Kemal efendinin genel başkanlığı sürdürmekte kararlı olduğunu belirterek daha başta mülakatın amacını yumurtlamış, yukarıda yazdıklarımızı teyit etmiş.

 

Sonra, pek isabetli şu soruyu sormuş: “Kamuoyu önünde bir özeleştiri yapsanız daha iyi olmaz mıydı?”

El-Cevap: “Seçimden birkaç gün sonra kamuoyu önüne ekibimle birlikte çıkıp hesap vermeyi, bir özeleştiri yapmayı gerçekleştirebilirdik. Aslında parti kademelerinde bunu yaptık.

Ama açıktan herkesi bilgilendirici bir değerlendirme yapmamış olmamız bir eksiklik.”

 

“Aklı başına sonradan gelen, ya da böylesi bir akla sahip bir lider tarafından nasıl yönetilir CHP” diyerek kendinizi kasmayınız. Kemal efendi bunu bilerek yapıyor; bugüne kadar hep yedirdim, gene yediririm havasında…

 

Doğrudur, aydın müsveddesi Oral Çalışlar’ın  çanak soruları marifetiyle seçim başarısızlığını perdelemeye çalışıyor Proje Kemal.  

 

Bakın daha ne yumurtalar var röportajda…

 

//Üzerimizde seçim sonrası ağır bir baskı oluştu. Partiyi dağıtacak kadar sert bir baskı.

Bu hâlâ sürüyor. (…)

 

Diğer partilerle oluşturduğumuz milletvekili aday listelerine yönelik eleştiriler haksızdır. Yüzde 25 oyumuz var, yüzde 50’ye ulaşmak için müttefiklere muhtacız. Bu listeleri bahane ederek partimiz içinde sert ve öfkeli tepkiler örgütlendi. ‘Parti sağa kayıyor’ haksız değerlendirmeleri yapıldı. Bazı ulusalcı seçmenler bu propagandanın da etkisiyle aşırı milliyetçi seçenekleri tercih etti. (…)

İktidardan kopuş eğiliminde olan muhafazakâr kitle, sonucu tayin etti. Bu aday listelerine gösterilen aşırı tepkilerden, söz konusu kitle olumsuz yönde etkilendi. Kararsız muhafazakârlar, ‘Ulusalcılar iktidara gelirse yeniden eski günlere dönebiliriz korkusu’ ile oylarını dönüp tekrar Erdoğan’a verdiler.//

 

Görüyor musunuz, aklını ve vicdanını kiraya vermiş Proje Kemal nasıl da kıvrak kıvrak sorumluluğu üzerinden atıyor laf salatası açıklamalarla…

Üstelik sadece maddi dayanaktan yoksun hayal ürünü saptamalarda bulunmuyor; çok hesaplı ve CHP’nin başına niçin getirildiğini cesaretle, CHP’yi başkalaştırma görevini iftiharla yerine getirdiğini ikrar ediyor. CHP’yi temsi ettiği değerlerden, dünya görüşünden kopararak güç odaklarının elinde oyuncak bir parti yaptığını söylüyor.

 

Neymiş efendim, ulusalcılar iktidara gelirse kararsız muhafazakârlar tekrar Erdoğan’a oy verirmiş. Tutmayan siyaset mühendisliğini sorgulaması gerekirken, faturayı ulusalcılara çıkararak partisinin oklarından birini açıkça inkâr ediyor.

 

Kılıçdaroğlu,  T24’ten Murat Sabuncu’ya  1 Eylül’de, yine imaj çalışması babında uzun bir röportaj verdi.  Bol ‘cek cak’ içerikli, tutarsız, aldığı eleştirileri savuşturmaya dönük döktüğü inciler, Kemal efendinin manevra kabiliyetini güzelce gözler önüne seriyor.

 

Önce şu hesaplı cümlesini verelim...

 

//CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerde CHP’li belediye başkanları devam eder, Ankara’da da İstanbul’da da dominant olan parti CHP’dir.//

 

Kısaca belirtirsek, Kemal efendinin şürekâsına genel başkanlığını kabul ettirmenin huzuru içinde belediye başkanlığı koltuk dağıtma işine soyunduğunu görüyoruz.

Böylece örgütü disipline edeceğini çok iyi biliyor; çünkü belediye başkanlığı koltuğunun altında çok sayıda itaatkâr partili/ kukla barınır.

 

Genel merkezden yerel örgüt birimlerine dalga dalga yayılan tahakküm aracıdır belediye başkanlığı koltuğu. Örgütü genel merkez için her daim kontrol altında tutar, yönlendirir. 

 

Kemal efendi, akçeli işlerden dolayı ismi çıkmış, bölgesinde başarısız, halkın istemediği başkanları bile seçmenin burnuna dayar; çünkü parti içi iktidar için kullandığı belediye başkanları ve kuklalarına kuvvetle ihtiyacı vardır.

Bu vasatlık ve fütursuzluk bir Kemal beyefendi klasiği olduğu için yadırgamamak lazım.

 

Biraz da gülelim

 

//Etik değerlerden ödün vermemeye, ahlaki değerlerden ödün vermemeye özen gösteririz. Yani bu bizim için çok değerlidir. Dün siyah dediğinize üç gün sonra beyaz derseniz  Erdoğan'a destek verenler belki bunu kabul edebilirler ama biz bunu kabul edemeyiz yani bizim taban da kabul etmez  (…) Siyasi ve ahlaki duruş çok önemlidir siyasette. (…)

Bizde yalan söylediğiniz zaman el üstünde taşınıyorsunuz yani, oturulup bunun tartışılması lazım.//

 

Gülünç değil mi, Pinokyo burnuyla siyasi ahlâktan bahsediyor Kemal efendi.

Ama söylediği doğru bir şey de var! Tüm siyasi ahlâktan yoksun tutum ve davranışlarına rağmen hâlâ CHP’nin başında kalabiliyor. Belediyeler üzerinden yürüyen saadet zincirinin halkaları sayesinde parti örgütüne hem yoz siyaseti kanıksatıyor, hem de yarattığı kuklalar vasıtasıyla ‘kara düzen’in devamını sağlıyor. İşte tam da bu nedenle belediyeleri kaybetmek Kemal efendinin ve kuklalarının korkulu rüyasıdır. Halka hizmet/sosyal demokrat belediyecilik, süslü laflar mertebesindedir. Hiç kuşku yok ki tüm CHP’li belediyeleri aynı kategoride değerlendirmek yanlış olur, istisnalar vardır. Ancak, CHP’nin AKP karşısında etkin muhalefet yapamamasının sebeplerinden biri de budur. “Tencere dibin kara, benim ki senden kara” misali… 

 

Söyleşide diğer gülünesi mevzu, Kemal efendinin parti içi demokrasiye ilişkin muhabbetli laflarıdır. Sanki 13 yıldır CHP’nin başında değilmiş ve elini tutan varmış gibi yapacaklarını sıralamış…

 

//Şimdi kurultayda göreceksiniz, demokratikleşmenin ne olduğunu herkes görecek, tanık olacak buna. Partilerin demokratikleşme konusunda da kendi içimizde, bütün partiler için söyleyemiyorum, kendi içimizde demokratikleşmesi konusunda da çok önemli gelişmelere imza atacağız. Hepiniz tanık olacaksınız. (…)

Düzenli aidat ödeyenler, milletvekilini seçsinler. Böylece naylon üyeler bitecek, düzenli aidat ödeyen, kendi milletvekilini, belediye başkanını, belediye meclis üyesini belirleyecek. Güvenli liman, kurultaya bütün demokratik standartları getireceğim. Parti gerçek anlamda tam demokratik kuralların işlediği bir parti haline gelecek. Ondan sonra özgürce kendi genel başkanını seçecek.//

 

Sabuncu soruyor: “Ön seçim dahil mi?”

//Tabii, tabii. Zaten yani aktif pasif üye yapısını getirmemizin temel nedeni de ön seçim.//

 

13 yılda CHP örgütünü dumura uğratan, üyeyi salak yerine koyan Kemal efendi, şimdi kalkmış parti içi demokrasiden bahsediyor. Hem de antidemokratik işleyen, kurgulanmış kurultay süreci gözümüzün önündeyken...

 

Dahası, yanına sokuşturulan FETÖ ilişkili, ABD ajanı, Atatürk düşmanı danışmanları ve milletvekilleri ile çadır yönetimini CHP’ye reva gören bir genel başkan var karşımızda.

 

“Benzetmede hata aranmaz” diyerek soralım: Kemal beyefendi “Avanak Avni” mi yoksa “Utanmaz Adam” mıdır?

 

*Avanak Avni" ve "Utanmaz Adam" tiplemelerinin yaratıcısı, Gırgır dergisinin kurucusu Oğuz Aral’a saygıyla… 

Gönder Yorum Yap Yazdır Facebook Twitter FriendFeed Google
  ÇOK OKUNANLAR
Edirne'de hareketli sabah!
Akgün Keşan'da adaylığını açıkladı
Kayıp şehit babasından acı haber
Kendileri de ‘arı’ gibi!
Hasan Aziz bırakıyor
TMMOB: Boşuna mı okuduk?
‘İYİ Parti handikap değil’
TÜ'de Akciğer Hipertansiyon Polikliniği
‘Seçim bitti, çocuklar unutuldu’
Yolcu otobüsünde kaçak ürün
  GÜNÜN GAZETE MANŞETLERİ
Akşam Gazetesi Birgün Gazetesi Bugün Gazetesi Cumhuriyet Gazetesi
Dünya Gazetesi Fanatik Gazetesi Fotomac Gazetesi Gunes Gazetesi
Haberturk Gazetesi Hurriyet Gazetesi Milli Gazete Milliyet Gazetesi
Posta Gazetesi Radikal Gazetesi Sabah Gazetesi Sozcu Gazetesi
Star Gazetesi Takvim Gazetesi Taraf Gazetesi Türkiye Gazetesi
Vatan Gazetesi Vakit Gazetesi Yenisafak Gazetesi
Yeni Hudut Gazetecilik ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti
Babademirtaş Mah. Üç Şerefeli Camii Arkası No:7 EDİRNE
Sanal Ofis

smm panel

instagram beğeni hilesi

instagram takipçi satın al

takipçi satın al